Cengiz Han’dedi ki
“o Allah birdir hiçbir şeye muhtaç değildir, her şey ona muhtaçtır, o doğurmamıştır ve doğrulmamıştır, hiçbir şey onun dengi değildir,..”
Siz bunları yeni mi öğreniyorsunuz der.
Buyurun gidebilirsiniz Biz bin yıldır bunlara uyguluyoruz….
Cengizhan Ata ile bir caminin önünde durur atın yularına caminin hocasına tutturdu ve sordu bu kimin evi oradakiler cevap verdi bu Allah’ın evi Cengizhan hiddetlendi ve sinirlendi kızdı öfkelendi sizi putperestler Allah’ın evi kalbinizdir.
Onu kalbimizden çıkarıp koca koca evler yapmışsınız kalbinize ise dünyanın pisliklerini doldurmuşsunuz size şuracıkta atımın ayaklarının altında ezerdim; Ama siz buna bile değmezsiniz
Eski yazılardan birinde şöyle yazar.
Kuzu dizlerinin üzerine çökerek annesini emer.
Kargo yaşlı annesine besler. Bunun adı,
Saygılı davranmaktır.
Horoz Şafak Vakti öter.
Yaban kazları her bahar kuzeye ve her sonbahar güneye uçar.
Bunun adı söz tutmaktır.
Yaban kazı ve yeşil başlı ördek eşini kaybettikten sonra ölene kadar yeni bir eş bulmak istemez, bu sadakat olarak adlandırılır.
Bir geyik iyi bir otlağa rastladığında, bütün grubu oraya davet eder ve paylaşır.
Karınca yemek gördüğünde bütün koloniye oraya çağırır bunun adı adalettir.
Eğer bir insan bu erdemlere sahip değilse hayvandan beter bir halde yaşıyordur.
Bir Türkmen duasında şöyledir.
Tanrım !
İlk önce Dağa Taşa ver.
Ormana hayvanlara suya ver.
Ondan sonra, İnsanlara, kapı komşuya, muhtaç olanlara ver.
Kalırsa en son bana ver.
Bu zaman ve sistemde nasıl bir insan nesli türedi, ülkemizde bilmiyorum.
Milyonlarca canlı ile birlikte insana dair umutlarımız, geleceğe dair hayallerimiz de artık Kül oldu….
Alıntı