Ben Köyümü Özledim !
Oy ellerini, ellerini
Sularını içtiğim göllerini,
Gelibban gidbban diyen dillerini,
Ben Salda Gölümü özledim.
Tepelerini, dağlarını
Mor üzümlü bağlarını,
Kuyu yanını, harımını
Ben köyümü özledim.
Unutamadım afyon ile anason kokusunu,
Keşkek dövdüğü dibek ile sokusunu,
Düğüne davet diye yolladığı okusunu,
Unutmadım, ben köyümü özledim.
Gelibban gidibban deyişini,
Kahkahayla gülüşünü,
“Nassın bakem?”
Hal, hatır soruşunu,
Ben köyümü özledim.
Unutmadım AĞUSTOS ayını,
Çok özledim kahvesini, çayını,
Hiç aklımdan çıkmayan Musa Çayını,
“SELVER CİMCİĞİNDEN” düşen payımı,
Ben hem anamı, hem de köyümü özledim.
DEDELER tepesinden bağırdığımı,
Türküler söyleyip çağırdığımı,
Gülüslü’de, Düzçalı’da ağladığımı,
Kaklık altını, saylarını, yolağını
Ben köyümü özledim.
Denizalanı, Arapdere, Kördere,
Sohbetlerini dinlediğim;
Kayanlar, Erkanlar,
Şakarlar, Makallar,
Çakallar, Kırlılar,
Yörükler, Ceritler, Akyollar…
Şimdi onlar nerede?
Odasıyla, kuyusuyla aynı yerde,
Al bayrağımın dalgalandığı tepede,
Duruyor mu acep?
Ben köyümü özledim.
Tilkicik alanında söylenirdim.
Karakuyu, Söğütlü Çeşme’de dinlenirdim.
Kuru soğan, yufka ile beslenirdim.
IŞIKLARTÜRKÜ’me bitti küslerim,
Ben hep köyümü özledim.
Hasadını yapar, sonbahar güz ile,
IŞIKLARLIM sever güzeli, kalp göz ile,
Zeybek, serenler oynar davul, zurna, saz ile,
Senet, sepet bilmez, bütün hesap söz ile,
Havası sert, insanı mert.
Ben hem köylümü, hem YEŞİLOVA’lımı özledim.
Yufka ekmek, kuru soğan köz ile,
Yiğit ölür bir çift kötü söz ile,
Şairleri susmuş bir millet, benzer öksüze.
Adım, YEŞİLOVA TOROSLU diye yazı ile.
Ben hem köyümü, hem YEŞİLOVA’mı özledim.
Ben hem köyümü, hem gölümü, hem Yeşilova’mı özledim!
Ali BURKAN TOROSLU