Türkiye Değişim Partisi Genel Başkanı Mustafa Sarıgül, Türkiye Değişim Partisi 1. Kuruluş Yıl Dönümü’nde gerçekleştirilen İl Başkanları Toplantısı’nda yaptığı basın açıklamasında, “Bize bu partiyi bir kurduran vardı, bizi, bu yollara bir düşüren vardı” dedi.
TDP’nin 1 yıl önce kurulduğunu ancak kuruluş öncesinin de olduğunu belirten Genel Başkan Sarıgül’ün açıklaması şöyle:
“Bize bu partiyi bir kurduran vardı, bizi, bu yollara bir düşüren vardı.
Çünkü ülkemiz iyi yönetilmiyordu.
İktidar partisinin enerjisi azalmış heyecanı kalmamıştı.
Muhalefet partileri tepki koyuyorlar, tavır koyuyorlar, gönül koyuyorlar ama ortaya bir çözüm koymuyorlardı.
Bizler, Türkiye’nin gidişatından mutlu değildik. Kısır çekişmelerden, yıllardır, aynı sorunları konuşmaktan, yerimizde saymaktan bıkmıştık. Türkiye’nin kaderi bu olmamalıydı.
Bu düzen değişmeden yurttaşlarımız mutlu olamazdı. Ülkemizin dört bir köşesindeki demokratlar ve yurtseverler bir araya geldik. Şimdi değişim zamanı dedik.
İşsizlerin, ezilmişlerin, evsizlerin, çaresizlerin, kimsesizlerin, yoksulların, yok sayılanların, dışlananların partisi olarak yola çıktık.
SALON SİYASETİNE SON VERMEK ÜZERE HAREKETE GEÇTİK
Salon siyasetine, elitlerin iktidarına, güçlülerin hegemonyasına son vermek üzere harekete geçtik.
Pandemi demeden, gece gündüz demeden, uzak yakın demeden yollara düştük.
Türkiye’nin her noktasında bayrağımızı dalgalandırdık.İllerde,ilçelerde kongrelerimizi yaptık. Büyük Kurultayımızı yaptık. Kurultayda, somut öneriler ortaya koyduk.
Türkiye’yi, yeniden Atatürk Türkiye’si yapacağız diye ant içtik. Seçime girmeye hak kazandık. Oy pusulasına, Türkiye için atan bir kalp koyduk. Oy pusulasına, merhameti, bereketi ve adaleti koyduk.
Siyasette bir devrim yaptık. Delege ağalarının, siyaset baronlarının egemenliğine son verdik.
BİZ, EKMEĞİNİN PEŞİNDEN GİDENLERİN PARTİSİYİZ!
Bize sordular; siz sağcı mısınız, solcu musunuz? Biz, ekmeğinin peşinden gidenlerin partisiyiz dedik. Bizim çizgimiz vicdandır, merhamettir, berekettir, adalettir dedik. Siyasetin dilini biz değiştirdik. Konuşulmayan konuları biz konuştuk. Sorulmayan soruları biz sorduk.
Söylenmeyen sözleri biz söyledik. Uyuya kalanları biz uyandırdık. Haddini bilmeyenlerin haddini biz bildirdik.
Ey Amerika! dedik. Türkiye Değişim Partisi iktidarında senin işin çok zor olacak. Çünkü kimse bize istikamet veremez. Milyonların sesi olduk, Nefesi olduk, umudu olduk.
Çiftçinin, işçinin, memurun, esnafın, emeklinin, kadınların, gençlerin, derdini biz çözeceğiz. Çünkü biz dadanmışların değil biz, adanmışların partisiyiz.
Kardeşlerim, becerikli, yürekli ve kararlı olacağız.
TÜRKİYE KAZANACAK. YILMAYACAĞIZ, YORULMAYACAĞIZ!
Çok çalışacağız, Türkiye kazanacak.
Ülkemiz çok zor günlerden geçiyor. Her geçen gün değil artık her saat başı fakirleşiyoruz. Oysa böyle olmayabilirdi. Ak Parti’ye
imkan ve destek hiçbir partiye verilmemişti.
AK Parti’ye verilen destek, sağlanan kaynak, bize verilseydi biz bu ülkeyi ihya ederdik.
19 yıl, tek başlarına iktidar oldular. Kamu ihale kanununu 200 kez değiştirdiler. Ama ekonomideki yapısal sorunlarla ilgili bir tane reform yapmadılar. Ekonomimiz o nedenle bu hale geldi.
Mecliste sayıları vardı, kamuoyunda destekleri vardı. Yapabilirlerdi, ama yapmadılar. Şimdi ihracatı artırdık diye övünüyorlar ama dünya ihracatı içindeki payımız 20 yıl öncesiyle aynı.
Dış borcumuz çok, o yüzden çok yüksek faiz ödüyoruz. Ak Parti’nin yerinde biz olsaydık, özelleştirmeden gelen paralarla dış borcumuzu öder, borcumuzu azaltırdık. Ak Parti’nin yerinde biz olsaydık, vergi reformu yapardık. Vergiyi fakir, fukaranın sofrasından değil zenginden alırdık.
Maalesef, Ak Parti fakirden alıp zengine verdi. 19 yıl, tek başlarına yönettiler. Ama eğitime yatırım yapmadılar. Eğitime yatırım yapsaydılar, dünya markası bir teknoloji şirketimiz olurdu. En değerli 100 markamızın marka değeri bir Starbucks etmiyor…
Bir ülke markalarıyla güçlüdür. TDP iktidarında güçlü markalarımız olacak.
Bu millet, 19 yıl, Ak Parti ne istediyse verdi. Ak Parti, bu millete, pahalılık, yoksulluk ve işsizlikten başka hiçbir şey vermedi.
Buradan Sayın Cumhurbaşkanı’na seslenmek istiyorum.
Sayın Cumhurbaşkanı, Keçiören’de oturmaya devam ediyor olsaydınız bilirdiniz. Fakir sofralarında oturmaya devam etseydiniz bilirdiniz.
Anlaşılıyor ki; bilmiyorsunuz. Ya da bilmezden geliyorsunuz. Ben karış karış karış Anadolu’yu geziyorum.
Sayın Cumhurbaşkanı,
Sizin yönettiğiniz ülkede yurttaşlarımız üşüyor. kombilerini açamıyor.
Sizin yönettiğiniz ülkede yurttaşlarımızın karnı doymuyor. Yurttaşlarımız yarınlarından korkuyor.
TDP olarak, iş başına geleceğiz ve ülke sorunlarını biz çözeceğiz. Ülkemizi hukukun üstünlüğü ve demokrasi içinde yöneteceğiz.
Bizim iktidarımızda devlet adil olacak, vicdanlı, şefkatli ve merhametli olacak.
Bizim tercihimiz zenginden yana değil, işsizden, emekliden, esnaftan, çiftçiden, Memurdan ve engelliden yana olacak.
Eğitimde fırsat eşitliği sağlayacağız. Üretim, üretim, üretim diyeceğiz. Karada, havada, denizde üreteceğiz.
Neye ihtiyacımız varsa hepsini ülkemizde üreteceğiz.
Köylerimizi yeniden canlandıracağız. Tarımda aile işletmelerini teşvik edeceğiz.
Kanada, Rusya, Amerika, Meksika çiftçisi yerine kendi çiftçimizi ihya edeceğiz yatırım ortamını canlandıracağız.
Tarıma, turizme, teknolojiye, tekstil ve ticarete önem vereceğiz. Ekonomiyi ehil ellere teslim edeceğiz. Yolsuzluk, israf ve şatafatı bitireceğiz. Hiç kimse hiçbir şekilde, İki, üç yerden, beş yerden maaş alamayacak.
84 milyonun hakkını 84 kişiye yedirmeyeceğiz.
TDP, parlamenter demokrasiden yanadır.
Tarafsız Cumhurbaşkanı, güçlü meclis, bağımsız yargı istiyoruz.”