BU KARA KIŞI İŞÇİ BAHARINA ÇEVİRMEYE VARMISINIZ ?

2020 Aralığında yapılması gereken “DEVRİMCİ TURİZM İŞÇİLERİ SENDİKASI 4. OLAĞAN GENEL KURULU” nihayet Pandeminin nefes aldırması ile 18.12.2021 Cumartesi günü Antalya’da yapılabildi.

Dördü bir önceki yönetimden devam eden, beşi yönetime yeni katılan olmak üzere, yenilenen yönetimimizle, Turizm İşçilerine ses, nefes olmaya, tutunacakları dal olmaya, ekmek kavgalarında yanlarında olmaya devam edeceğiz.

Geçtiğimiz üç ay içerisinde, önce şubelerimizin genel kurulları yapıldı. Genç arkadaşlarımız, şubelerimizde yeni yönetimlerde yerlerini aldılar.

İşyerlerinde işçi Temsilcilerimizle, Şube Yöneticilerimizle, ve Genel Merkez Yöneticilerimizle, dost ve kardeş sendikalarımız ve Konfederasyonumuz DİSK ile birlikte, başta kendi işkolumuz Turizm işçilerinin  ve tüm emekçilerin, “EKONOMİK, SOSYAL ve DEMOKRATİK HAKLARININ” korunması ve geliştirilmesi için birlikte mücadele edeceğiz.

Sorunlar çok ve uzun yıllardır yaşanmasına karşın çözülememiş durumdadır.

Çözüm olmadığından değil !

İşçiler, örgütlü bir şekilde, sendikal mücadeleye yüklenmedikleri için !

Patronlar, ucuz işgücünü, örgütsüz sendikasız işçileri kendi çıkarına daha uygun zannettiği için !

Siyasi iktidar, Demokrasinin olmazsa olmazı, sendikaları, demokratik kitle örgütlerini, emek örgütlerini, kendisi için tehlike ve ayak bağı olarak gördüğü için !

Patronlar doğrudan bakan koltuğuna oturduğu için !

Ortak akıl, Demokrasi, Topyekün kalkınma, Adalet, hedeflenmediği, öngörülmediği için !

Ancak, bu durum kabul edilemez, sürdürülemez.

Zaten yaşananlar, bu denklemin sonunu, yaşatarak gösteriyor.

Siyasi iktidarlar bu davranışlarıyla siyasi ömürlerini bitiriyorlar ve “SİYASİ MEVTA” oluyorlar !

İşverenler, ucuz işçi çalıştırmayı kazanç zannedip, bindikleri dalı kestiklerini farkedemeyip, her yıl yüzlerce tesis, zararla, iflasla, bankaların yada uluslararası tekellerin, zincirlerin, acentaların eline düşüyorlar.

Olan, sektörde çalışan milyonlarca işçiye ve onların ailelerine, çocuklarına yani bu sektörde ücret alan çalışan 3,5 milyon işçiye ve aileleriyle birlikte düşünüldüğünde 15 milyona yakın yurttaşımıza, oluyor.

Bu Turizm sektörü, 50 milyon turist ağırlarken, dünyada 6. sıraya otururken, her yıl, 35-40 milyar dolar doğrudan milli gelir yaratırken, yalnız bununla da kalmıyor.

54 sektörü daha tetikliyor. Tarım, gıda, cam, porselen, çelik, tekstil, halı, temizlik kimyasalları, otomotiv, telekominikasyon, bilgisayar ve yazılım vs, ve bu sektörleri gelirlerini istihdamını da yükseltiyor.

Turizm bu ülkenin istikbal sektörü !

Ekomomik sorunları da, işsizliği de, tek başına bile çözebilecek sektör !

Ancak Turizm işçileri, açlık sınırı altıda bir asgari ücret ile 5-6 ay çalışıp, 6-7 ay işsiz kalmakla ve hiçbir sosyal yardımdan ve işsizlik sigortasından yararlanamadan 6 ay kazandığı parayla 12 ay yaşamak, geçinmek zorunda bırakılıyorlar.

Şimdi asgari ücret 4253 Lira olarak açıklandı.

Daha Ocak sonu alacağımız bu maaş şimdiden kısalmaya başladı.

2021 de açlık sınırı 3400 Lira yani sadece gıda harcamalarımızı bile karşılamayan bir asgari ücretimiz (2825 Lira) vardı.

Şimdi ocak ayında açıklanacak olan açlık sınırı, daha şimdiden gelen zamlardan belli, 4253 Lira da açlık sınırının daha ilk ayıdan itibaren çok çok altında kalacak.

Bir evden iki, üç kişi bile çalışsa, ülkemizde hesaplanan yoksulluk sınırını yakalıyamıyacak. Yani, giyimini, kuşamını, çocuğunun eğitimini, sağlık gereksinimlerini, kültürel, sosyal faaliyetlerini yapmaya imkan bulamıyacak.

Ancak karın tokluğuna ve kirasını ödeyip, işine gidip gelecek.

Bunu bize “MÜJDE, İŞÇİLER BAYRAM EDECEK” diye sundular.

2022 Turizm sezonu iyi geçecek diye bekleniyor.

İyi geçen sezonlardan, işçiler içinde iyi olan birşey kaldımı hiç aklımızda diye sormak geliyor içimden.

Sezon sonu askı ve işsizlik, ücretsizlik, güvencesizlik. Sezonda çok çalışma az kazanma, kötü çalışma koşullar, kötü barınma ve beslenme koşulları.

Personel kapısından girerken başka bir dünya, misafir kapısından girerken bambaşka bir dünya.

“Ustam ordan seslendi,

İşçisin sen işçi kal,

Giy dedi tulumları”

Tesislerin %90 ında, Personel yemekhaneleri, soyunma dolap ve lavaboları, lojmanlar, personel servisleri, işçilere ne kadar değer verildiğinin(verilmediğinin)  çok açık göstergesi.

Ama eğitimlerde işçiler “iç misafir” diye adlandırılıyor ve mutlu edilirlerse “dış misafirlerin” de mutlu olacağı anlatılıyor.

İnsan inanmak istiyor ama,  ?????

Bu ücret ve bu çalışma koşullarında mı mutlu olacak, 3-4-5 yıldız otellerde, birinci sınıf tatil köylerinde çalışan Turizm işçileri ?

İstisnalar ve en azından misafirlerine doğru davranan işletmeleri dışında tutarsak, Müşterilerine kırmızı eti ve gerçek gıda ve içkileri vermeyen tesisler mi işçisinin kıymetini bilecek ?

O en iyi diyebileceğimiz işletmelerde de, işçi ücretleri neredeyse aynı seviyede, bir tık belki yukarıda, o kadar.

Turizm İşçileri kendi hakkını aramadıkça, örgütlü, sendikalı, Toplu iş Sözleşmeli değil de, önüne konan bir sürü kağıdı okumadan imzalayarak, işe girip, işte bu senin iş sözleşmen diye işçilere haksız hukuksuz, ahlaksız ve vicdansız, hatta bazen boş kağıtlar imzalatılmaya devam mı edilecek ?

Çözüm işçilerin birliğinde !

Çözüm Sendikalı olmakta !

Başka yolu yok !

Kurtuluş yok tek başına,

Ya hep beraber,

Ya hiç birimiz !

MUSTAFA YAHYAOĞLU

DEV TURİZM İŞ SENDİKASI

GENEL BAŞKAN