DOLAR 38,2552 % 0.34
EURO 43,8333 % 0.15
STERLIN 51,0885 % 0.12
FRANG 46,9242 % 0.68
ALTIN 4.076,87 % 0,33
BITCOIN 84.904,34 0.505

IŞIKTAN ÇOK DAHA HIZLI

Yayınlanma Tarihi : Güncelleme Tarihi : Google News
0

Gündemimiz hakkında bir benzetme yapacak olsaydım herhalde ışık hızı derdim ama ışık bile ülke gündeminden yavaş ilerliyor. Yani, “üzgünüm Albert Einstein yanıldın…” Fiziğe ilgi duyanlar bu göndermeyi anlarlarda benim anlamadığım bir gündem konusu var; “Kayınvalidesiyle birlikte olan damat olayı…”

Adını vermek istemediğim, gündüz kuşağı programlarının birinde bir olay konu edilmeye başlandı. O konu şimdi de Yılmaz Özdil’in ağızına kadar düştüğüne göre artık kendimi tutmama gerek kalmadı. Eminim Yılmaz Bey bu eleştirisini toplumun nasıl erozyona uğradığını, yozlaştığını, bunun sebebinin de malumunuz olduğunu dakikalarca anlatıp kitlesinin ağızına bir parmak balı bir güzel yerleştirdi. Görevi de bu ne de olsa. Toplum kutuplaşmasından kendi tarafına düşeni iyice kendi çevresinde sıkıştırmak.
Yılmaz Bey, yaşanan olay hakkında dediklerinde kısmen haklı da aslında. Utanma duygusu yok gibi, o konuda, o programa çıkanların ama bundan banane?
Yani kayınvalidesi ile yatan adamın olayının benim gündemimde ya da kısacık yaşamımda yeri ne ki? İki mahalle boşunun kendi arasında boş yapmasına vesile olacak bir konunun Türkiye’nin duayen bir gazetecisinin dudakları arasında ne işi var? Sivasspor’un kadınların doğurma hakkı üzerine pankart asmasıyla, iki yetişkinin ilişkisinin tüm ülkenin dilinde olması arasında ne fark var? Benim için hiçbir fark yok. Onların yaşadıkları beni zerre ilgilendirmiyor. Çünkü ekonominin durumu ortadayken, dünya bir savaşın eşiğine gelmişken, iklim değişikliği bir felakete dönüşmüşken; kimsenin cinsel tercihi ya da aralarındaki yaş farkı veya fantezileri benim umurumda değil. 90 yaşındaki biri reşit biriyle çıkıyorsa bu onları ve en fazla yakın çevrelerini bağlar. Beni değil. Kimse bu konularla bir milim ileri gitmez. Gidemez.

Gelelim ahlaki yozlaşmaya. Bu konuda eskilerin güzel bir sözü var, “Süt neyse kaymak da öyle olur!”
Toplumun dizilerle yozlaştığı söyleniyor ama ya gerçekler? Hepiniz, televizyonda izlenmediği için yayından kaldırıldığını ya da sinemada gösterim süresi beğenilmediği için kısa olan filmleri biliyoruz değil mi? Kitaplar için durum bir nebze farklı olsa da onlarda da edebi değeri olmadığı halde, kaynak belirtilmediği halde kitlesi sayesinde “deri kapaklı” diye ederinin üzerine satılan kitaplarda oluyor.
Ben şimdi Yılmaz Bey’e sormak istiyorum; yozlaşa, kutuplaşan toplumda kural koyucular kadar, bireylerinde hiç suçu yok mu? Sonuçta pavyonda dans eden kızın dizisini kimse başına silah dayadığı için izlemedi. Veya Asmalı Konakta, ağanın eşine tecavüzünü görüp de vay olmaz böyle şey demedi. Herkes ne güzel diziydi dedi. Kaynağı belirsiz biyografi kitabını kimse yoldan geçenlerin eline yüksek fiyatlarla tutuşturmadı.

Gelelim gündüz kuşağı programlarına. O konuda yazacak çok şey var da Silivri soğuk ve ben bakıma muhtaç biriyim.
Süt ve kaymak ilişkisine ek olarak kurunun yanında yanında yanan yaşında olduğunu belirtmem gerekiyor. Cem Uzan savunucularının aksine o yaşlar zor yandığı için yazılıyor bu ve buna benzer yazılar… George Orwell’e selamlar.

YORUM YAP