
“TÜRKİYE” NEREYE?
” Türkiye ” nereye?
Türkiye’de hukuksuzluk ve adaletsizlik, hele ki son günlerde, had safhada.
RTÜK Başkanı Ebubekir Şahin, protesto mitinglerinden görüntüler veren TV’lerin yayınlarını durdurabileceğini açıkladığını da basından duyuyoruz.
Çok merak ediyorum!
Bugün, 29 Mart cumartesi günü saat 12.00 de CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in çağrısını yaptığı, İstanbul Maltepe’de buluşmak ve İstanbul Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun korkuya dayalı olan tutuklanmasına tepki vermek için yapılacak mitinge gelecek kaygısı ile katılacak insanlarımıza her hangi bir zarar gelmemesini, ülkede iç güvenliğimizi korumak- sağlamak görevinde olan polisimizin de, mitinge katılanlara, hele ki kadın ve çocuklarımıza, şefkatli davranmasını umuyor ve de diliyorum.
CB ve AKP Genel Başkanı sayın R.T. Erdoğan, Atatürk’ün “örnek tarımı” desteklemek için kurduğu“Orman Çiftliği’ne” kurduğu ve “kaçak” olduğu her tarafta sözü edilen sarayda verdiği 25.3. Salı günlü sükseli iftar yemeğinde ilk defa beğendiğim, çok mu çok beğendiğim, güzel bir söz etti.
Dedi ki: “Biz bu Türkiye’yi yolda bulmadık.”
Ne kadar güzel ve anlamlı bir söz!
Benim çok beğendim sözdür bu.
İnan bu sözünü çok sevdim.
Çünkü “bu ülke yolda bulunmadı” sözleri; yıllardır hep bizim söylediğimiz sözlerden biridir.
Ama CB Erdoğan, kendisi ülkemiz Türkiye’yi 23 yıldan beri, hele hele son 15 yıldan bu yana, aynı “yolda bulmuş gibi” yönetiyor.
Buna dersiniz?
Ülkede yargıya, 15 yıl önce duyulan güven kalmamış.
Türkiye’yi kurtaran ve kuran kahramanlarımıza “iki sarhoş” diyebildiği gibi, 15 yıllık Cumhuriyet tarihinde örülen, Fransızlar’dan satın alınan ve kazma uçları ile oyulan tünellere döşenen 2.527 km uzunluğundaki demiryolu için: “Ördün de ne ördün be ……” gibi, canımızı yakan, inciten sözler de edebiliyor.
Ulusal bayramlarda Ulu Önder M.K. Atatürk’ün büst ve heykellerine çiçek ve çelenk bırakmak isteyenler çoplanıp, hırpalanıyor.
1,5 milyar dolara mal olabilecek köprüleri, yandaş müteahhitlerin 16 milyar dolara yaptıkları ise, bugün herkesin dilinde.
Merkez bankamızdan kimlere satıldığı halen açıklanmayan ve bilinmeyen 128 milyar doların dışında da, son günlerde, halkımızın dişinden tırnağından biriktirerek, bir kısmıda yüksek faizlerle dışarıdan getirilen 26 milyar dolar -bize duyurulan-, daha satıldı.
Ama kimlere ne neden?
Ülkemizde her geçen gün yoksulluk ve açlık sınırı altına düşen vatandaşlarımızın sayıları artıyor.
Emeklimizin hali perişan.
Büyük gıda marketleri raf tarihi dolmuş gıda ürünlerini çöp konteynerlere attıklarında, saatler içinde yoksul vatandaşlarımızın hücumuna uğruyor ve paylaşılıyor.
Bu görüntülerden birini Balıkesir’in eski bir kasabası (belediye) olup, iç turizmimizin gözdelerinden sayfiye ve tatil köyü olan Akçay mahallesinde izlediğimde, gözlerim yaşardı.
Cumhurbaşkanımızın kendi diploması halen tartışma konusu iken, 35 yıl önce yasal yatay geçiş ile alınmış ve ilk genel CB seçimini kazanabilecek muhalefet parti adayının diploması iptal ediliyor ve o kişi, dünyanın en güzel ve her yönü ile önemli kentlerinden biri olan 18 milyon nüfuslu İstanbul’un Belediye Başkanı, aday olamasın diye, tutuklanıp Silivri’ye gönderiliyor.
Şu son günlerde Türkiye’nin irili ufaklı her kentinde, Güneysu ilçesinde dahi, bu hukuksuzluk protesto edilebilirken, büyük kentlerde de Anayasal hakkını kullanan, yarınlarından endişe duyan insanlarımız, kadınlarımız, masum çocuklarımız – gençlerimiz, görevlerini yapan gazetecilerimiz dahi göz altına alınıp tutuklanabiliyorlar.
Genç kızlarımız yerlerde sürüklenip, tekmeleniyor.
Bu görüntüler yüreğimizi yakıyor.
Sadece Alman basını değil, dünya bu olup bitenleri şaşkınlıkla izliyor.
Daha ne kadar kendimizi dünyaya güldürmeye devam edeceğiz?
Yabancı sermaye Türkiye’ye yatırım yapmakta çekinceli davranıyor.
Var olan sermayeleri de Türkiye’de kendilerini güvenli bulmuyor ve yerli sermayemiz dahi ülkeden kaçıyor.
Bazı ve ülkemizin turizmine büyük katkıları olan ülkeler, vatandaşlarının Türkiye’de, güvenlik nedeni ile tatil yapmamaları için uyarıyor.
İnsan, elinde olmadan duyduğu vatan sevgisi ve de kaygısı nedeni ile, 3 bin km uzakta da olsa, sorgulamaktan ala koyamıyor.
Türkiye nereye? “
Kaygı dolu sevgi ve selamlarımla
Remzi Uysal
Lübeck, 29 Mart 2025