DOLAR 38,4263 % 0.02
EURO 43,7879 % 0.05
STERLIN 51,5176 % 0.52
FRANG 46,5564 % 0.35
ALTIN 4.109,54 % 0,23
BITCOIN 94.100,00 0.259

Serebral Palsili Yönetmenden Dijital Medya Liderine: Güçlü Bir Kadının Azim Dolu Yolculuğu

Yayınlanma Tarihi : Google News
Serebral Palsili Yönetmenden Dijital Medya Liderine: Güçlü Bir Kadının Azim Dolu Yolculuğu
0

Trabzon’da doğdum. İki yaşında Antalya’ya adım atarak buralı kimliğimi benimsedim. Serebral palsili olarak engellere rağmen sanatı, yazarlığı ve yönetmenliği hayatımın temel unsurları haline getirdim. Antalya’da eğitimimi tamamladıktan sonra, Kalpgazetesi.com’da yazarlık yaptım, Halley Dergisi’nde hikayeler kaleme aldım; senaristlik ve yönetmenlik yapıyorum. Yaptığım sanata sponsor olmak isteyenleri beklerim. Fakat bugünün konusu ben değilim.

Bitmek bilmeyen enerjisi, sosyal sorumluluk projelerinde medya dünyasında Antalya  liderliğine kadar her alanda kendinden söz ettiriyor. Enerji bi konuğum var hareketlenmeye hazırlanın.  Güldane Kaçar Kaya, köşeme hoş geldiniz.

Merhabalar…

Hoşgeldiniz…

Öncelikle Bu Anlamlı Sohbet İçin Teşekkür Ederim.

Merhaba İlker Bey!

Öncelikle bu kıymetli zamanınızı ayırıp benimle bu derinlemesine sohbete ortak olduğunuz için yürekten teşekkür ederim.

Böylesine anlamlı sorularla hayatımı ve çalışmalarımı irdeleme fırsatı sunduğunuz için minnettarım. 

Bütün Ünvanlarınız Bir Yana Konulunca Güldane Hanım’dan Geriye Neler Kalıyor?

Elbette, hayatım boyunca çeşitli önemli görevler üstlendim ve bu unvanlar da kimliğimin birer parçası oldu.

Ancak tüm bu sıfatları bir kenara bıraktığımızda, özünde kalan Güldane Hanım, her zaman mütevazı insan olmaya özen gösteren biridir. Hatta, naçizane tabirle, “citalı” veya “kamil” bir insan olma yolunda çabalayan bir ruh diyebilirim.

Benim için en değerli olan, insanlara dokunabilmek, onların hayatlarına küçücük de olsa olumlu bir katkı sunabilmek.

Vicdanımın sesini dinleyerek hareket etmeye, merhamet duygumu canlı tutmaya ve her daim yeni şeyler öğrenmeye açık olmaya gayret ediyorum.

Unvanlar gelip geçicidir, ancak insanlığa yapılan iyilikler ve bırakılan güzel izler kalıcıdır.

İşte Güldane Hanım’dan geriye kalmasını arzu ettiğim en temel şey budur:

İnsan sevgisiyle yoğrulmuş bir kalp ve başkalarının hayatına dokunan bir el.

Sosyal Sorumluluk Projelerinizde Engelliler, Yaşlılar ve Kimsesizlere Yönelik Uyguladığınız Yaklaşımları Bizimle Paylaşır mısınız?

Bu üç değerli gruba yönelik yaklaşımlarımın temelinde yatan iki kavram, empati,sevgi  ve saygıdır. Özellikle ailemden, sevgili annemden miras aldığım derin sevgi ve saygı anlayışı, bu konudaki yol göstericim olmuştur.

Onların ihtiyaçlarını anlamaya çalışmak, kendimi onların yerine koyarak düşünmek benim için hayati önem taşıyor.

Destek olmanın sadece maddi yardımla sınırlı olmadığını çok iyi biliyorum.

Onların seslerini duyurmak, toplumsal farkındalık yaratmak ve en önemlisi onların da toplumun eşit ve değerli bireyleri olduğunu göstermek için var gücümle çalışıyorum.

Onlara yönelik projelerimde, sadece günü kurtarmayı değil, uzun vadeli çözümler üretmeyi, onların kendi ayakları üzerinde durabilmelerini sağlamayı ve topluma aktif katılımlarını desteklemeyi amaçlıyorum.

Bu, bir insanlık borcu ve vicdani bir sorumluluktur benim için.

Kalpgazetesi.com’un Hikâyesi Nedir?

Kalpgazetesi.com’un hikâyesi, aslında bir umut ve iyilik tohumu olarak başladı.

İnsanların kalplerine dokunan, onlara ilham veren, doğru bilgilerle donatan ve umut aşılayan  haberin kalbi bir yayın organı olma hayaliyle yeşerdi.

Amacımız, günümüzün bilgi kirliliği içinde doğru ve tarafsız habercilik ilkeleriyle hareket ederek toplumun bilinçlenmesine katkıda bulunmak.

Sadece olayları aktarmakla kalmayıp, onların ardındaki insan hikayelerini, toplumsal dersleri ve çözüm önerilerini de sunmayı hedefliyoruz.

Kalp Antalya Gazetesi ve Kalpgazetesi.com, adından da anlaşılacağı üzere, kalpten bir yaklaşımla, sevgi, saygı çerçevesinde taraf tutmadan gerçek habercilik yapma misyonunu taşımaktadır.

Bu Gazetenin Sahibi Olarak Dijital Medyanın Geleceğine Dair Stratejilerinizi Nasıl Belirliyorsunuz?

Dijital medya, inanılmaz bir hızla gelişiyor ve sürekli bir dönüşüm içinde.

Biz de Kalpgazetesi.com olarak bu değişime ayak uydurmak, hatta bu değişimin öncülerinden olmak için çabalıyoruz.

Okuyucularımıza en iyi deneyimi sunmak, onlara istedikleri bilgiye en hızlı ve en güvenilir şekilde ulaşmalarını sağlamak temel stratejimiz.

Doğru haber, hızlı ve tarafsız yayıncılık ilkelerimizden asla ödün vermeden, dijital medyanın sunduğu tüm yenilikleri kullanarak okuyucu kitlemizi genişletmeyi ve onlarla daha etkili bir iletişim kurmayı hedefliyoruz.

Video içerikler, interaktif uygulamalar, sosyal medya entegrasyonları ve kişiselleştirilmiş içerik sunumu gibi alanlarda sürekli olarak yeni stratejiler geliştiriyoruz.

Dijital medyanın geleceğinde de ilkeli ve güvenilir bir yayın organı olarak yer almaya devam edeceğiz.

Uluslararası Tüm Engelliler Yaşlılar Kimsesizler Federasyonu, Leman Gebizli Umut Işığı Derneği ve Okusev Vakfı’nın Akdeniz Bölge Başkanlığı Gibi Görevler Edindiğiniz Deneyim, Toplumda Oluşturduğunuz Etkiyi ve Gerçekleştirdiğiniz Projeleri Bizlerle Paylaşır mısınız?

Elbette, bilgi paylaşıldıkça çoğalır, acılar ise paylaşıldıkça azalır, bu düstur benim için her zaman yol gösterici olmuştur.

Bu değerli görevler sayesinde, engelliler, yaşlılar ve kimsesizler gibi dezavantajlı grupların yaşadığı sorunları daha yakından gözlemleme ve anlama fırsatı buldum.

Bu deneyimler, onların hayatlarına dokunan, somut ve kalıcı etkiler yaratan birçok projeye imza atmama vesile oldu.

Örneğin, engelli kardeşlerimize yönelik mesleki eğitim ve istihdam projeleri hayata geçirdik, yaşlılarımızın sosyal hayata daha aktif katılımlarını sağlayacak etkinlikler düzenledik ve kimsesiz çocuklarımızın barınma, eğitim ve psikolojik destek ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik çalışmalar yaptık.

UTEF Federasyonu ve Leman Gebizli  Umut Işığı Derneği aracılığıyla da maddi imkanları kısıtlı olan yüzlerce Üniversite öğrencisine burs sağlayarak onların eğitimlerine destek olduk.

Bu görevler, sadece sorunları görmekle kalmayıp, çözüm üretme ve harekete geçme sorumluluğu da yükledi omuzlarıma.

Anladığım Kadarıyla “UTEF Uluslararası Tüm Engelliler Yaşlılar Kimsesizler Federasyonu, Leman Gebizli Tüm Engelli Yaşlı ve Kimsesizlere Umut Işığı Derneği” ifadesi, iki farklı kuruluşun adını ve bunların işbirliğini veya ilişkisini ifade ediyorsunuz?

Evet, İlker Bey, kısa ve öz olarak doğru tesbit. UTEF Uluslararası Tüm Engelliler, Yaşlılar ve Kimsesizler Federasyonu, engelli bireyler, yaşlılar ve kimsesizler için faaliyet gösteren uluslararası bir sivil toplum kuruluşudur. Bu federasyon, bu grupların haklarını korumak ve onların yaşam kalitesini artırmak amacıyla çalışmaktadır.

kıymetli merhum canım annemin adını yaşatmak, ondan gördüklerimi sürdürebilmek için Leman Gebizli Tüm Engelli Yaşlı ve Kimsesizlere Umut Işığı Derneğini kurdum. Bu dernek de benzer şekilde engelli bireyler, yaşlılar ve kimsesizlere destek sağlamak amacıyla kurulmuş bir organizasyondur. “Umut Işığı” ifadesi, bu derneğin misyonunun olumlu bir etki yaratmak ve umut aşılamak olduğunu söyleyebilirim.

Bu iki kuruluş, engellilere, yaşlılara ve kimsesizlere yönelik sosyal destek ve yardım amaçlı projelerde işbirliği yapmaktadır.

Bu Görevlerde Yaşadığınız En Unutulmaz Anıları Paylaşır mısınız?

Ah İlker Bey, o kadar çok güzel ve acı anım var ki, hangi birini anlatacağıma karar vermek gerçekten zor.

Bir tanesini seçmek gerekirse… Her bir projede yaşadığım birçok unutulmaz anı var elbette.

Ancak beni en çok etkileyen ve kalbime kazınan anlar, insanların hayatlarında yarattığımız o küçük ama değerli olumlu değişimlere tanık olduğum anlardır.

Örneğin, yıllarca iş bulmakta zorlanan engelli bir gencin nihayet hayallerindeki işe yerleşmesi ve gözlerindeki o ışıltıyı görmek, yalnızlık içinde kıvranan yaşlı bir teyzenin düzenlenen bir etkinlikte yeniden hayata tutunması, ya da kimsesiz bir çocuğun ilk kez okulun kapısından içeri girerken duyduğu heyecanı paylaşmak…

Bir de, okul harcını yatıramayan umutlu bir gencin harcını yatırabildiğimizde yaşadığı tarifsiz mutluluk, evden dışarıya çıkamayan bir bireye vermiş olduğumuz tekerlekli sandalye  ile dışarıya çıkıp gezdiği vakitte aldığı büyük haz… İşte bu anlar, tüm yorgunluğumu unutturan ve daha da azimle çalışmam için bana güç veren anılardır.

Kültür ve Sanat Etkinlikleri Düzenleyerek Toplumsal Farkındalık Yaratma Sürecinizde Karşılaştığınız Zorluklar ve Başarı Hikâyeleriniz Neler?

Kültür ve sanat, toplumda farkındalık yaratmanın en etkili ve incelikli yollarından biridir.

Bir resim sergisi, bir tiyatro oyunu, bir müzik dinletisi, insanların duygularına dokunarak onların düşünce dünyalarında derin izler bırakabilir.

Ancak bu tür etkinlikleri hayata geçirmek de kendine özgü zorlukları beraberinde getiriyor. Özellikle maddi kaynak bulmak, farklı kesimlerden insanları bir araya getirmek, gönüllü desteği sağlamak ve doğru iletişim stratejileri geliştirmek zaman zaman zorlayıcı olabiliyor.

Ancak tüm bu zorluklara rağmen, birçok başarılı kültür ve sanat etkinliğine imza attık.

Örneğin, engelli sanatçıların eserlerini sergilediğimiz bir resim sergisi büyük ilgi gördü ve engelliliğe bakış açısını değiştirmeye yardımcı oldu.

Yaşlılarımızın kendi hayat hikayelerini sahneye taşıdığı bir tiyatro oyunu, kuşaklar arası bir köprü kurdu.

Kimsesiz çocuklarımızın yeteneklerini sergilediği bir müzik festivali ise onlara özgüven aşıladı ve toplumun dikkatini çekti.

Yine aralarında engellilerin de bulunduğu ( UTEF Umut Işığı THM) korosunu kurarak verdiğimiz  halk konserleri büyük beğeni topladı ve engellilerin potansiyelini gözler önüne serdi.

Bu başarı hikayeleri, karşılaştığımız tüm zorluklara değdiğini gösteriyor.

“Hızlı Okuma ve Anlama” Seminerlerinizin Genç Nesiller Üzerindeki Etkisini Nasıl Gözlemliyorsunuz?

Hızlı okuma ve anlama seminerleri, gençlerin sadece akademik başarılarını değil, genel öğrenme becerilerini de önemli ölçüde geliştirmelerine yardımcı olan değerli bir araçtır.

Bu seminerlere katılan gençlerde gözlemlediğimiz en belirgin etkiler, okuma hızlarının заметно artması, okuduklarını daha iyi ve daha hızlı anlamaları ve buna bağlı olarak özgüvenlerinin yükselmesidir.

Özellikle bilgiye ulaşmanın bu kadar kolay olduğu bir çağda, doğru ve hızlı bilgiye erişim ve bu bilgiyi etkili bir şekilde işleme becerisi hayati önem taşıyor.

Seminerlerimiz sayesinde gençler, derslerine daha fazla odaklanabiliyor, sınavlara daha iyi hazırlanabiliyor ve genel olarak öğrenme süreçlerinden daha fazla keyif alıyorlar.

Aynı zamanda bu seminerlere katılan STK başkanlarımız ve üyelerimiz de kendi çocuklarına ve çevrelerindeki gençlere bu konuda destek oldular ve onların olumlu geri bildirimleri de bizler için ayrı bir mutluluk kaynağı oldu.

Engellilik Konusundaki Toplumsal Farkındalık Çalışmalarınızın Toplum Üzerindeki Etkisini Nasıl Değerlendiriyorsunuz?

Engellilik konusundaki toplumsal farkındalık çalışmaları, toplumumuzda yavaş ama kararlı bir şekilde önemli bir değişim yaratıyor. Artık eskiye kıyasla daha fazla insan engelli bireylerin yaşadığı sorunlara karşı daha duyarlı ve onlara destek olmaya daha istekli.

Medyada, eğitimde ve günlük hayatta engellilik konusuna daha fazla yer verilmesi, engelli bireylerin haklarının daha çok savunulması bu olumlu değişimin göstergeleridir.

Ancak kabul etmeliyiz ki, hala yapılması gereken çok şey var. Toplumun her kesiminde engellilik konusunda tam bir bilinçlenme ve duyarlılık sağlanmalı, engelli bireylerin toplumsal hayata tam ve eşit katılımı için tüm engeller kaldırılmalıdır.

Bu, sadece engelli bireylerin değil, tüm toplumun refahı için hayati önem taşımaktadır.

Başkanı ve Yönetiminde Olduğunuz Vakıflar Aracılığıyla Gözlemlediğiniz Ülkemiz Açısından Sizce En Büyük Sorun Nedir? Bu Sorun Ya da Sorunlar İçin Neler Yapılmasını Öneriyorsunuz?

Ülkemiz açısından gözlemlediğim en büyük sorunlardan biri, maalesef toplumsal eşitsizliktir.

Özellikle engelliler, yaşlılar ve kimsesizler gibi dezavantajlı gruplar, toplumun diğer kesimleriyle eşit imkanlara sahip değiller.

Eğitimde, istihdamda, sağlık hizmetlerine erişimde ve sosyal hayata katılımda ciddi eşitsizlikler yaşanmaktadır.

Bu sorunun çözümü için öncelikle eğitim sistemimizde daha kapsayıcı ve adil bir yaklaşım benimsenmeli, dezavantajlı gruplara yönelik özel destek programları geliştirilmelidir.

İstihdam alanında ayrımcılıkla mücadele edilmeli ve bu grupların iş gücüne katılımını teşvik edici politikalar uygulanmalıdır.

Sosyal hizmetler alanında ise daha etkin ve yaygın bir destek ağı oluşturulmalı, bu grupların temel ihtiyaçları güvence altına alınmalıdır.

Ayrıca, hukukun öngördüğü yasaların yanı sıra, toplumsal dayanışmayı ve yardımlaşmayı teşvik eden gelenek ve göreneklerimizin de tam anlamıyla devreye girmesi gerekmektedir.

“Bana dokunmayan yılan bin yaşasın” anlayışından uzaklaşarak, hepimizin birer engelli adayı olduğunu unutmamalı ve birbirimize destek olmalıyız.

Bitmek Bilmeyen Enerjinizin Sırrı Nedir? Nükleer Enerjiyle mi Çalışıyorsunuz, Yoksa Başka Bir Enerji Kaynağınız mı Var?

Keşke nükleer enerjiyle çalışabilseydim İlker Bey, o zaman yorulmak bilmezdim herhalde!

Benim enerjimin asıl sırrı, sevgi emek bulutları dağıtmak, ağlayanları bir nebze olsun güldürebilmek, acılara küçük de olsa bir merhem olabilmek, yani kısacası insanlara yardım etme arzumdan kaynaklanıyor.

İnsanların hayatlarında olumlu bir fark yaratabildiğimi görmek, beni derinden motive ediyor ve bana tükenmez bir enerji veriyor.

Başkalarının mutluluğu, benim en büyük enerji kaynağım.

Bu yolda karşılaştığım her zorluk, bu amaca ulaşma isteğimi daha da perçinliyor.

Röportaj ve Hayatlarına Dokunduğunuz İnsanlar Adına Çok Teşekkür Ederim….

Ben de size ve bu anlamlı röportajı okuyan tüm değerli insanlara yürekten teşekkür ederim.

Umarım bu sohbet, farkındalık yaratmaya, empati kurmaya ve birbirimize destek olmaya dair küçük de olsa bir kıvılcım çakmıştır.

Unutmayalım ki, hep birlikte daha güzel bir dünya inşa edebiliriz.

YORUM YAP