Sen Taşlıca Armut ağacı,
On yılların yorgunu,
Doğduğun gibi ölmüşsün,
Ölürken bile dimdik ayaktasın!
O kadar çok ders alınacak hallerin var ki!
O kadar derin bıraktığın izler.
Ölürken doğmak nedir, nedir ölmeden ölmek?
Duruşunda bin bir ders var, sindire sindire okumak gerek!
Kimler geldi, kimler geçti dibinden?
Kaç yıllar var ki görürüm seni hep aynı yerdesin!
O taşlıca tarlanın sahipleri yok artık,
Çıktılar hepsi de ulu göçe,
Sen? Duruyorsun yine aynı yerinde,
ama…
Can kalmamış teninde!
Sen, çok önceden beri gördüğüm,
Ta ilk gençlik çağlarımdan beri bozkırın ortasındaki,
Kimsesiz ve yalnız Taşlıca Armut ağacı,
Can kalmamış bedeninde, ölmüşsün ama,
Yine de dimdik ayaktasın,
Kurumuş dallarının altında hala yeşil otlar bitiyor,
Ölüp gitsen de, can vermeyi biliyorsun birilerine!
Ölsen de, “Yaşamak direnmektir!” diyorsun bizlere!
1 Ocak 2022 Kudret Harmanda