ÖFKE YÖNETİMİ OLMAYAN EVLİLİKLER
Günlük hayatta bizi rahatsız eden ve sinirimizi zorlayabilen birçok durumla karşılaşırız. Bir tartışmada, istediğimiz bir şey olmadığında, işyerinde, okulda, aile içinde, arkadaşlar arasında yaşanan gerginliklerde, tartışmalarda hatta yolda önümüzde yavaş yürüyen ve yolu işgal eden birini gördüğümüzde bile öfkelenme olasılığımız artabilmektedir. Sevinç, üzüntü, korku, şaşkınlık gibi öfke de her insanda görülebilen temel bir duygu çeşididir. Özellikle istenmeyen ve hoşnut olunmayan olaylar karşısında bireyin gösterdiği tepki olarak da açıklayabiliriz. Her şeyin fazlasının zarar olduğu gibi öfkenin de fazlası hem bireye hem de çevresindekilere oldukça zararlı olabilir. Bu zarar hem aile yaşantımızı, hem eğitim ve kariyer hayatımızı, sosyal ilişkilerimizi ciddi ölçüde etkileyebilir. Bazı bireyler ise farklı olarak bu öfkeyi dışarıya göstermektense içine atabilir ve bu durumda zamanla biriken öfke patlamaları, stres, anksiyete gibi kişinin kendisine uzun vadede zarar veren ciddi sorunlara yol açabilir. Doğru yoğunlukta tepkiler verebildiğinde öfke diğer duygular kadar önemli ve sağlıklı bir duygudur.
Bu durumda sağlıklı ilişkiler ve öfkeyi doğru ifade edebilmek için öfke kontrolü ya da öfke yönetimi oldukça önemlidir. Öfke kontrolü ya da öfke yönetimi denildiğinde çoğu kişinin aklına öfkeden tamamen arınmak gelebilir. Fakat önemli olan öfkenin yok olması değil, kurulan iletişimlerde öfkenin kontrollü ve sağlıklı bir şekilde aktarılabilmesidir. Öfke doğal bir duygudur fakat anlaşılamamak, yalnızlık, haksızlık, kıskançlık, yetersizlik gibi negatif duygu ve düşünceler öfkeyi saldırgan davranışlara dönüştürebilir, besleyebilir. Çoğu zaman da sakinleşme sonrası pişmanlıklar ya da nefretler görülebilir. Çoğu evliliğin de bitme sebebi olan kontrolsüz öfke ve yaşanılan kırıcı tartışmalar çiftlere oldukça zarar verir. Sağlıklı bir ailenin temel yapı taşı olan çiftler için oldukça önemli olan öfke yönetimi birçok iletişim probleminin anahtarı olabilir.
Öfkeli eşler çoğu zaman kontrolsüz davranışların karşısındakine zarar verdiğini fark edemeyebilirler. Hatta öfkenin sebebi olarak suçlayıcı söz ve tavırlarda bulunabilirler. Tutarsız alınganlıklar, hızlı değişen duygu ve fikirler eşler arasındaki iletişimde çok yıpratıcı olabilir. Uzun vadede sevgi ve saygıya da gölge düşürebilir. Evliliklerde sık görülen kontrolsüz öfke sorunlarının birçok sebebi olabilir. Bu sebepler maddi sorunlar, işsizlik, geçmişte yaşanan travmatik etkiler, problemli çocukluk dönemi, hormonal sıkıntılar, çiftler dışındaki diğer bireylerin evliliğe müdahale etmesi, şiddet, iletişim problemleri olarak sıralanabilir.
ÖFKE KONTROLÜ İÇİN NELER YAPILABİLİR?
Her şeyde olduğu gibi eğitim ve farkındalık öfke yönetimi için çok önemli bir yer tutar. Özellikle öfke hissetmeye başladığınız an kontrolün elinizden gideceğini hissediyorsanız ortamdan ya da sizi öfkelendiren konudan bir süreliğine uzaklaşmak olabilecek kırıcı ve saldırgan tutumların önüne geçilmesinde oldukça yararlı olabilir. Gevşeme ve nefes egzersizlerini uygulamaya yönelmek, kendi kendinize telkinler vermek hem dikkati başka yöne çekmek hem de rahatlamak için destekleyici olanaklar sunar. Olumsuzluk içeren ve keskin ifadelerin olduğu yüksek sesli söylemlerinizi fark etmek ve onları olabildiğince durdurmaya çalışmak önemlidir. Söylemek istediklerinizi yeterli sakinliğe ulaştığınızda daha pozitif kelimeler ve düşük ses tonu ile söylemeyi deneyin. Yargılamadan ya da kesin sonuca varmadan düşüncelerinizi tekrar gözden geçirmeye çalışın. Öfke anında ön yargılarımızın artacağını ve empati yeteneğimizin azalacağını hatırlamak eşler arası iletişimde kurtarıcı olabilir. Düşüncelerinizi ve duygularınızı biriktirmemek önemlidir. İleride yaşanabilecek öfke patlamalarının önüne geçmek için söylemek istediklerinizi içinize atmadan eşinizle açık bir şekilde paylaşmayı deneyebilirsiniz. Eşinizin sizi öfkelendiren şeyleri bilmesi, bu konuda ne yapılacağına dair destek vermesi ilişki içindeki iletişimi kuvvetlendirebilen bir adımdır.
TEDAVİSİ
Bireysel öfke kontolü tedavilerinde olduğu gibi evlilik içindeki öfke kontrolünde de psikoterapi oldukça önemli yer tutar. Hem psikolojik hem de fizyolojik olarak doğru analiz gereklidir. Uzmanlardan yardım almak, kontrollü ve aşamalı ilerlemek daha etkili sonuçlar sunar. Bu süreçte sosyal çevremizin desteği de tedaviyi desteklemek adına destekleyici olabilir.
Unutmayın öfke geçicidir ve yönetilmezse kişiyi hataya ve yanlış kararlara yöneltir. Gerekli tedavi ile kontrol edilebilir hatta doğru yönlendirilerek yararlı kullanılabilir.
İLAYDA ÖZGÜRBÜZ
KLİNİK PSİKOLOĞ