Kula kul olmak, dalkavukluk, el etek öperek bu yolla kendisine gelecek hazırlamak, Osmanlı’dan bize kalan en büyük miras oldu.
Atatürk’ün ölümüyle birlikte yeniden filizlenen tarikatçılık, cemaatçilik uygar bir toplum olmak isteyen Türk milletinin başının belası oldu. Düşünün 21. yüzyılda bir tek kişinin dizinin dibinde el etek öpen bir toplum, o kişiden medet bekliyor. Dini bütün bir insan, gerçek dindar bir insan Allah, Kur’an ve Peygamberden başkasına itibar etmez. Gerçek Müslüman olmanın da gereği budur. Elin oğlu okuduğu okuldan en az 3-4 lisan öğrenerek mezun olurken, ilimde bilimde büyük başarılara imza atarken, biz yeniden ümmetçiliğe özeniyoruz. İlla da kula kulluk yapacak.
Bu milletin; çağdaş, sanat, bilgi toplumu, kültürlü, refah seviyesi yüksek, kendi hür iradesini kullanması için yüksek standartlı demokrasiye sahip olmanın önü hep kesilmiştir. Düşünüyorum da, toplumun yoksul ve cahil kalması, sanki birileri tarafından özellikle istenmiş. Ümmetçilikten, tarikatçılıktan, cemaatçilikten medet umanlar, fazla değil, sadece Kur’an’ı ve Nutuk‘u okusalardı, ne ümmetçiliği savunurlardı, ne de tarikatların ve cemaatlerin tuzağına düşerlerdi.
Cumhuriyeti 99 yıl önce kurulmuş, çağdaş uygarlık ve daha da üstüne çıkılması hedef olarak gösterilmiş Türkiye gibi bir ülkenin düştüğü duruma bakın! Türkiye, FETÖ ve onun gibi düşünenlerin at oynattığı bir ülke haline gelmiş. Bu anlayışlar değişmezse, oy uğruna bu ülkenin kaderiyle oynanmaya deva edilirse, bugün FETÖ, yarın dini kullanarak bir başka terör örgütünün ortaya çıkmayacağını kim garanti edebilir?…
EYYÜP AYDIN