Bakan Uraloğlu: Türkiye’nin denizcilikte dünyanın en önde gelen ülkelerinden biri olacağına inancımız tam
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, denizlerin, egemenlik haklarını temsil eden kara topraklarının devamındaki “mavi vatan” olduğunu belirterek “Türkiye’nin denizcilik alanındaki ağırlığını gelecekte daha fazla hissettireceğine ve rekabet gücünü yükselterek denizcilikte dünyanın en önde gelen ülkelerinden biri olacağına inancımız tamdır.” ifadelerini kullandı.
Uraloğlu, 1 Temmuz Denizcilik ve Kabotaj Bayramı dolayısıyla yaptığı yazılı açıklamada, toplumları değiştiren, dönüştüren, ona kimlik veren değerin ortak hafıza olduğunu ifade ederek “Ortak hafızamız bize milletimizin ‘denizci bir millet’, ülkemizin ise ‘denizci bir ülke’ olduğunu hatırlatıyor. Biz, çocuklarının adını dahi ‘Deniz’, ‘Derya’, ‘Poyraz’, ‘Bahri’ koyan bir milletiz.” değerlendirmelerinde bulundu.
Kendine özgü yarımadası olan bu toprakların, 1000 yılı aşkın zamandır denizcilikleri sayesinde “Türkiye” kimliğine kavuştuğunu vurgulayan Uraloğlu, Emir Çaka Bey’den Osmanlı Devleti’nin ilk Derya Beyi Kara Mürsel Bey’e, ilk Kaptanı Derya Saruca Paşa’dan yedi denize nam salan Barbaros Hayrettin Paşa’ya, 16’ncı asırda Hint Okyanusu’na çıkan Seydi Ali Reis’ten, ‘Kitab-ı Bahriye’ adlı eseriyle tüm denizcilere adeta kılavuzluk yaparak dünya denizciliğine büyük katkıda bulunan Piri Reis’e kadar nice büyük denizciler yetiştiren ve dünya denizciliğine yön verdiğine dikkati çekti.
“Millet olarak denizlerimize bigane kalmamız mümkün değildir”Bakan Uraloğlu, Türkiye’nin, Asya ve Avrupa arasındaki doğu-batı koridorunda doğal bir köprü ve etrafını saran Karadeniz, Marmara, Ege ve Akdeniz ile bir deniz ülkesi olduğunu vurgulayarak şöyle devam etti:
“Bizim nazarımızda denizlerimiz, deniz üstü ve altı kaynaklarımızla deniz yetki sahalarımız açısından egemenlik haklarımızı temsil eden kara topraklarımızın devamındaki mavi vatanımızdır. Egemenlik olgusunu, sadece kara parçaları üzerinde veya bir devletin toprakları üzerinde algılamak en büyük yanılgıdır. Akdeniz havzasındaki ülkeler arasında denizin dilini en iyi anlayan, denizle aynı dili konuşan bir millet olarak denizlerimize bigane kalmamız mümkün değildir. Bu nedenle bölgesel ve küresel rekabette yerimizi tahkim etme ve güçlendirme söz konusu ise her alanda olduğu gibi denizcilikte de son derece ihtiyatlı ve gerçekçi olmak durumundayız.”
Uraloğlu, Barbaros Hayrettin Paşa’nın “Denizlere hakim olan cihana hakim olur” sözünün doğruluğunu koruduğunu belirterek şunları kaydetti:
“Bu noktada bir denizcinin oğlu olan ve denizciliği çok iyi tanıyan Sayın Cumhurbaşkanımızın vizyonu ve kaptanlığında attığımız her adımı bu bilinçle atıyoruz. Son 21 yılda denizcilik sektörümüzün gelişmesi için çok önemli yasal düzenlemeler hayata geçirdik. Denetimleri artırdık, denizlerimizi anlık izleme sistemleri kurduk. Tersaneciliği geliştirdik, kıyılarımızı deniz yapılarıyla donattık. Devam eden nice yeni proje ve yatırımla birlikte Türkiye’nin denizcilik alanındaki ağırlığını gelecekte daha fazla hissettireceğine ve rekabet gücünü yükselterek denizcilikte dünyanın en önde gelen ülkelerinden biri olacağına inancımız tamdır.”