AKİLLERE NEDEN İHTİYAÇ VAR
Herkesin her şeyi çok iyi bildiği bir dönemde, “akil” diye birilerinden söz etmek çok can sıkıcı olsa gerek.
Hiç kimsenin canını sıkmamak için , “söz gümüş ise, sükut altındır” deyip susmak gerekir.
Hoş, aynı sözü “söz gümüş ise, sükut altındır, hak edene sövmek de pırlantadır” diyenler olsa da, ben hiç bir şey demeyeceğim.
Dünyadan haberi olmayan adamlara (insanlara), bir çuval para vererek dünyanın raporunu hazırlatıp, sonra da oturup neden düzgün bir şey olmuyor diye diz dövmek de ne demek ise.
Seçilenlerin bir eli yağda, bir eli balda. Bal tutanlara, bal ikram edenler de, yalanan parmağın kırıntısını yalıyor.
Alan memnun, veren memnun. Sorun, onları seçerek buralara taşıyıp, “elim kırılsın” deyip, yeni seçimler için kırılacak elleri hazırlayanlarda.
Eskiden ailelerin aksaçlıları, köy, kasaba ve mahallelerin akilleri olurdu.
Şimdi interneti al, anlamasan da iki kelamı savur gitsin.
Hal böyleyken, fazla lafa ne gere var ki.
O yüzden susuyorum.
Benim de sitemim, isyan bu.
Kim ne alırsa.
Alan yok mu?
O zaman kalırsa ve bulursanız vatan sağolsun.