Çağ kapatıp çağ açan fethin manevi mimarı: Akşemseddin
Fatih Sultan Mehmet’in İstanbul’un kapısında kendisini karşılayan ahaliye, “O benim hocamdır. Şehrin manevi fatihidir.” dediği Osmanlı döneminin önemli din alimlerinden Akşemseddin, vefatının 565. yılında anılıyor.
Fatih Sultan Mehmet’in hocası olarak bilinen ve İstanbul’un fethinde önemli rol oynayan Akşemseddin, vefatının 565. yılında anılıyor.
Bugün Suriye sınırları içinde yer alan Şam’da 1390’da doğan ve asıl ismi Muhammed Şemseddin bin Hamza olan Akşemseddin, küçük yaşta Kur’an-ı Kerim’i hıfzetti.
Ailesiyle 7 yaşında Anadolu’ya gelip Samsun’un Kavak ilçesine yerleşen Akşemseddin, babası alim Şeyh Şerafeddin Hamza’nın vefatının ardından şeri ilimlerle tıp eğitimi aldı.
Osmancık Medresesinde müderris olan Akşemseddin, tasavvuf yolunda yükselmek için İran, Şam ve Bağdat’ı dolaştıktan sonra tavsiye üzerine zamanın büyük velisi Hacı Bayram Hazretlerine gitmeye karar verdi.
Hacı Bayram Veli’nin yanında kaldığı süre içinde tasavvufun inceliklerini öğrenen Akşemseddin, icazetini aldıktan sonra Beypazarı’na yerleşti. Bir süre burada kalan Akşemseddin, daha sonra Göynük’e gitti.
Göynük’te yaşadığı dönemde Fatih Sultan Mehmet’in fetih hazırlıkları yaptığı haberi üzerine Edirne’ye giden Akşemseddin Hazretleri, İstanbul’un fethine katılarak padişahın yanında bulundu.
Fatih Sultan Mehmet’in “O benim hocamdır. Şehrin manevi fatihidir.” dediği, fetihten sonra Ayasofya’da kılınan cuma namazında ilk hutbeyi okuyan Akşemseddin, İstanbul’da Eyyüp Sultan’ın kabrini de bulduktan sonra Padişah’ın tüm ısrarlarına rağmen Göynük’e döndü ve 1459’da burada vefat etti.
“İstanbul’un manevi fatihi”, büyük bir alim, usta bir hekim, büyük bir veli ve çok yönlü bir bilim insanı olarak bilinen Akşemseddin, aynı zamanda yazdığı tıp kitabında mikrobu ilk tanımlayan kişi olarak bilinmektedir.
Akşemseddin’in Risalet-ün Nuriyye, Risale-i Zikrullah, Risale-i Şerh-i Ahval-i Hacı Bayram-ı Veli, Def’ü Metain, Makamat-ı Evliya (Velilerin Makamları), Maddetü’l Hayat (Hayat Maddesi), Nasihatname- i Akşemseddin (Akşemseddin Nasihatnamesi), Kitabu’t-Tıp (Tıp Kitabı) ve Hall-i Müşkilat (Güçlüklerin Halli) isimli eserleri bulunuyor.
“İstanbul’un fethinde büyük rolü var”
Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi (BAİBÜ) İlahiyat Fakültesi Dr. Öğretim Üyesi Mehmet Tabakoğlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Akşemseddin’in Fatih Sultan Mehmet’in yanında yer alarak onu desteklediğini, bizzat kendisinin de fethe katılarak ordunun moralini yükselttiğini anlattı.
Bu anlamda Akşemseddin’in, Fatih Sultan Mehmet’in fethin gecikmesinden kaynaklı moral bozukluğu yaşadığı dönemde ona destek olarak “fethin gerçekleşmesinin manevi mimarı” unvanını hak ettiğini belirten Tabakoğlu, şunları kaydetti:
“Moral bozukluğuna karşı bir tedbir alması, Fatih’i tekrar motive etmesi, İstanbul’un fethinin kesinlikle gerçekleşeceğini ona bildirmesi ve padişahı buna inandırıp yüreklendirmesi sonucunda Fatih’in olağanüstü bir şekilde İstanbul’un fethini gerçekleştirmesinde çok büyük bir rolü var. Fetih olayında, maddi ve manevi dediğimiz dünyaların düşünce şeklinin bir birleşimini görüyoruz. Fatih ile Akşemseddin’de bunun çok güzel örneğini görüyoruz.”
Akşemseddin’in faaliyetlerinin, hem tasavvuf tarihi hem de kültür tarihi açısından önemli olduğunu vurgulayan Tabakoğlu, tasavvuf erbabı olmasının ona başka bir önem daha yüklediğini dile getirdi.
Tabakoğlu, Akşemseddin’in çok çeşitli konularla ilgili yazdığı eserlerinin bulunduğunu hatırlatarak, “Hayatın içinden birisi. İnsanlara hem maddi hem de manevi katkı sunmayı düşünür. Etrafındakilere bunu tavsiye eder. İslami ilimleri en iyi şekilde bilen, tasavvufi anlamda insan yetiştirmeye çalışan, insan-ı kamil düşüncesine sahip, ahlaklı bir insan yetiştirmeyi düşünen bir şahsiyet, aynı zamanda dünya işlerinden uzak kalmayan, dünyevi ilimleri de takip eden çok yönlü bir alim mutasavvıfla karşı karşıyayız.” diye konuştu.
Akşemseddin’in bugün de istifade edilebilecek birçok yönünün bulunduğuna dikkati çeken Tabakoğlu, “Büyük bir değerimiz olarak Bolu’ya, Türkiye’ye hatta dünyaya mal olmuş bir şahsiyet olarak onu yad etmenin çok güzel olduğunu düşünüyorum. Akşemseddin hem günümüz açısından hem Osmanlı tarihi açısından hem de çağ açıp çağ kapatan bir olay olan İstanbul’un fethi açısından çok önemli bir şahsiyettir. Önemini de halen devam ettirmektedir.” ifadesini kullandı.