DOLAR 37,9757 % 0.01
EURO 41,1677 % -0.07
STERLIN 49,1814 % -0.14
FRANG 42,9784 % 0.01
ALTIN 3.818,69 % 0,50
BITCOIN 85.086,57 3.025

22 Mart Dünya Su Günü:

Yayınlanma Tarihi : Güncelleme Tarihi : Google News
22 Mart Dünya Su Günü:
0

22 Mart Dünya Su Günü:

 
Su Kaynaklarımızın Değerini Anlamak ve Korumak;
Su, yaşamın temelidir.
22 Mart Dünya Su Günü, suyun hayati önemini hatırlamak ve su tasarrufu konusunda farkındalık oluşturmak için önemli bir fırsattır.
Her damla suyun kıymetini bilmeli, israftan kaçınmalı ve su kaynaklarımızı gelecek nesillere aktarmak için sorumluluk almalıyız.
 
Unutmayalım ki, “Damlaya damlaya göl olur.”
 
Türkiye’nin Su Potansiyeli ve Karşılaşılan Zorluklar;
Türkiye’nin kullanılabilir su potansiyeli yaklaşık 112 milyar metreküp olup, bunun 40,1 milyar metreküpü içme suyu, sanayi ve sulama amaçlı kullanılmaktadır.
 
Ancak, kişi başına düşen kullanılabilir su miktarı giderek azalmakta ve 2025 yılında 1.300 metreküpe düşeceği öngörülmektedir.
Bu durum, Türkiye’nin “su stresi yaşayan ülkeler” kategorisine yaklaşmakta olduğunu göstermektedir.
 
Karşılaşılan başlıca zorluklar şunlardır:
Hızlı nüfus artışı: Artan nüfus, su talebini artırmaktadır.
Su kirliliği: Su kaynaklarının kirlenmesi, kullanılabilir su miktarını azaltmaktadır.
Kentlerdeki su şebekelerinde kayıplar: Eski ve bakımsız altyapı nedeniyle su kayıpları yaşanmaktadır.
Tarımsal sulamada verimsizlik: Geleneksel sulama yöntemleri su israfına yol açmaktadır.
Düşük yağış miktarı: Türkiye, dünya ortalamasının altında yağış almaktadır.
İklim değişikliği: Artan kuraklık riski su kaynaklarını tehdit etmektedir.
 
“Taşıma su ile değirmen dönmez.” atasözü, suyun sürdürülebilir yönetiminin önemini vurgulamaktadır.
Çözüm Önerileri ve Alınması Gereken Önlemler.
Gelecek nesillere yeterli su bırakabilmek için acil ve kapsamlı önlemler alınması gerekmektedir.
 
Bu kapsamda şu adımlar atılmalıdır:
Havza bazında kuraklık izleme ve önleme merkezleri kurulmalı: Bölgesel su yönetimi güçlendirilmelidir.
Havzalar arası su transferleri için planlar hazırlanmalı: Su kaynaklarının dengeli dağılımı sağlanmalıdır.
Su konseyi kurulmalı ve suyun rasyonel kullanımı için “su yasası” çıkarılmalı: Etkin su yönetimi için yasal çerçeve oluşturulmalıdır.
GAP, KOP ve DOKAP gibi büyük sulama projeleri hızlandırılmalı: Tarımsal verimlilik artırılmalıdır.
Tarımsal sulamada damlama ve yağmurlama gibi modern sulama sistemleri yaygınlaştırılmalı: Su tasarrufu sağlanmalıdır.
Çiftçilere yönelik su tasarrufu eğitimleri ve destekleri artırılmalı: Bilinçli su kullanımı teşvik edilmelidir.
Toprak nemi takibi yapılarak sulama programları oluşturulmalı: Verimli su kullanımı planlanmalıdır.
Erozyon kontrolü, ormanların korunması ve ağaçlandırma çalışmalarına önem verilmeli: Su tutma kapasitesi artırılmalıdır.
 
Bireysel olarak su tasarrufuna önem verilmeli: Her birey suyun değerini bilmelidir.
“Su akarken testiyi doldurmalı.” atasözü, fırsatları değerlendirmenin önemini anlatır.
 
Bireysel Olarak Yapabileceklerimiz;
Muslukları gereksiz yere açık bırakmamak: Su israfını önler.
Kısa duşlar almak: Su tasarrufuna katkı sağlar.
Bulaşık ve çamaşır makinelerini tam dolu çalıştırmak: Su ve enerji tasarrufu sağlar.
Yağmur suyunu biriktirerek bahçe sulamasında kullanmak: Doğal su kaynaklarını değerlendirmektir.
Su tasarruflu armatürler kullanmak: Günlük su tüketimini azaltır.
 
“Akan su yosun tutmaz.” atasözü, sürekli hareket halinde olmanın ve yeniliğin önemini vurgular.
Unutmayalım ki, su hayattır ve her birimizin su tasarrufu konusunda sorumluluğu vardır. “Su içene yılan bile dokunmaz.” atasözü, suyun kutsallığını ve su içen kişiye zarar verilmemesi gerektiğini ifade eder.
 
22 Mart Dünya Su Günü, hayatımızın vazgeçilmezi olan su kaynaklarının önemini hatırlamak ve su tasarrufu konusunda farkındalık yaratmak için son derece  önemli bir fırsattır. 
 
Türkiye’nin Su Potansiyeli ve Karşılaşılan Zorluklar Türkiye’nin kullanılabilir su potansiyeli yaklaşık 112 milyar metreküp olup, bunun 40,1 milyar metreküpü içme suyu, sanayi ve sulama amaçlı kullanılmaktadır.
 
Ancak, kişi başına düşen kullanılabilir su miktarı giderek azalmakta ve 2025 yılında 1300 metreküpe düşeceği öngörülmektedir.
 
Bu durum, Türkiye’nin “su kıtlığı çeken ülkeler” kategorisine yaklaşmakta olduğunu göstermektedir.
kısaca Karşılaşılan başlıca zorluklar tekrarlarsak;
* Hızlı nüfus artışı
* Su kirliliği
* Kentlerdeki su şebekelerinde kayıplar
* Tarım, sanayi ve evsel su kullanımında plansızlık
* Dünya ortalamasının altında yağış miktarı
* İklim değişikliğinin etkileri ile artan kuraklık riski
 
Gelecek nesillere yeterli su bırakabilmek için acil ve kapsamlı önlemler alınması gerekmektedir.
Bu kapsamda şu adımlar atılmalıdır:
 
* Havza bazında kuraklık izleme ve önleme merkezleri kurulmalı.
* Havzalar arası su transferleri için planlar hazırlanmalı.
* Su konseyi kurulmalı ve suyun rasyonel kullanımı için “su yasası” çıkarılmalı.
* GAP, KOP ve DOKAP gibi büyük sulama projeleri hızlandırılmalı.
* Tarımsal sulamada damlama ve yağmurlama gibi modern sulama sistemleri yaygınlaştırılmalı.
* Çiftçilere yönelik su tasarrufu eğitimleri ve destekleri artırılmalı.
* Toprak nemi takibi yapılarak sulama programları oluşturulmalı.
* Erozyon kontrolü, ormanların korunması ve ağaçlandırma çalışmalarına önem verilmeli.
* Bireysel olarak su tasarrufuna önem verilmeli.
 
Unutmayalım ki, su hayattır ve her birimizin su tasarrufu konusunda sorumluluğu vardır.
Dilber Köse

YORUM YAP