– İstanbul 24. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmaya, tutuklu sanık Şebnem Korur Fincancı ve avukatları katıldı. Duruşmada ayrıca, CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, HDP’li Milletvekilleri Musa Piroğlu, Züleyha Gülüm, Hüda Kaya, CHP’li Canan Kaftancıoğlu, Türk Tabipleri Birliği, İnsan Hakları İzleme Örgütü, Avrupalı Doktorlar Daimi Komitesi, Uluslararası İnsan Hakları Federasyonu’ndan ve çeşitli sivil toplum kuruluşlarından temsilciler izleyici olarak yer aldı.
Duruşmada savunma yapan Fincancı, “Sağlıkta şiddete karşı durduğumuz, geleceğimizi çalan şehir hastanelerini istemediğimiz, pandemi sırasında iktidarın tablosunun gerçek yüzünü gösterdiğimiz, ‘beş dakikada sağlık olmaz’ dediğimiz, doğaya, ağaca, yeşile her türlü canlıya sahip çıktığımız için hedefteyiz. Üniversitelerde özerkliği savunduğumuz, demokrasinin olmadığı bir ülkede sağlığın da olmadığını söylediğimiz, beyaz reformun aslında sağlıkta dönüşüm projesinin devamı olduğunu söylediğimiz için hedefteyiz.” dedi.
Fincancı, ülkede düşman ceza hukuku işlendiğini öne sürerek, “Pandemi sırasında en güvenilen kurum TTB’dir. Bu ülkede, insan öldürmek insanları cezaevinde tutmaya yetmiyor ama bilimsel görüşünü vermek insanların cezaevine girmesine neden oluyor.” diye konuştu.
Sanık Fincancı’nın savunmasını tamamlamasının ardından avukatlarının savunmaları alındı.
Davanın karara bağlanmasının öncesinde son sözü sorulan Fincancı, “Bu hukuki bir dava değil siyasi bir dava. TTB’yi, demokrasiyi ve hak aramayı yok etmek üzere açılmış bir dava.” iddiasında bulundu.
Mahkeme heyeti, Fincancı’nın “Silahlı terör örgütü PKK propagandası yapmak” suçundan 2 yıl 2 ay hapisle cezalandırılmasına karar verdi.
Suçun basın yayın aracılığıyla işlendiğine kanaat getirerek cezanın 3 yıl 3 aya çıkarılmasına hükmeden mahkeme, verilen cezanın sanık üzerindeki olası etkileri nedeniyle Fincancı’nın 2 yıl 8 ay 15 gün hapisle cezalandırılmasını karara bağladı.
Mahkeme heyeti, sanığın tutuklu kaldığı süreyi göz önünde bulundurarak tahliyesini kararlaştırdı.
Bazı haklardan yoksun bırakılmasına karar verildiHeyet, Fincancı hakkında Türk Ceza Kanunu’nun 53’üncü maddesindeki “seçme seçilme ehliyeti ve vakıf, dernek, sendika, şirket, kooperatif ve siyasi parti tüzel kişiliklerinin yöneticisi veya denetçisi olmak”tan cezasının kesinleşmesinin ardından infazı tamamlanıncaya kadar yoksun bırakılmasına da hükmetti.
Mahkeme ayrıca, Fincancı’nın cezasının kesinleşmesi halinde infazı tamamlanıncaya kadar “bir kamu kurumunun veya kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşunun iznine tabii bir meslek veya sanatı kendi sorumluluğu altında serbest meslek erbabı veya tacir olarak icra etmek”ten yoksun bırakılmasını da kararlaştırdı.
Bu arada, duruşma nedeniyle adliyenin önünde ve duruşma salonunun bulunduğu katta yoğun güvenlik önlemi alındı.
Duruşma öncesi adliye önüne gelen grup, Fincancı’yı desteklemek için basın açıklaması yaptı.
Kararın ardından Fincancı’ya destek için gelen grup slogan atarak adliyeden ayrıldı.
Davanın karara bağlanmasının ardından adliye önünde açıklama yapan grup, Şebnem Korur Fincancı’ya desteklerini ifade etti.
İddianamedenTTB Başkanı Şebnem Korur Fincancı hakkında, terör örgütü PKK ile bağlantılı bir televizyonda, Türk Silahlı Kuvvetlerine (TSK) yönelik ifadeleri nedeniyle soruşturma başlatılmıştı. İstanbul’da evinde gözaltına alınan Fincancı, 27 Ekim 2022’de Ankara’da sulh ceza hakimliğince tutuklanmıştı.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma sonucu hazırlanan iddianamede, Türk Silahlı Kuvvetlerinin meşru müdafaa kapsamındaki legal faaliyetleri ile terör örgütünün illegal faaliyetlerini bağdaştırma suretiyle “terör örgütü propagandası” yaptığı belirtilen sanık Fincancı’nın 1 yıl 6 aydan 7 yıl 6 aya kadar hapisle cezalandırılması istenmişti.
Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi, Fincancı’nın ikamet yerinin İstanbul olması, soruşturmanın da burada yürütülmesi nedeniyle İstanbul’daki ağır ceza mahkemesinin yargılamaya yetkili olduğuna karar vermiş, dosyayı yetkisizlikle İstanbul’a göndermişti.
Fincancı’nın yargılanmasına başlanan 23 Aralık 2022’deki ilk duruşmada, esas hakkındaki mütalaasını açıklayan savcılık, “basın yayın yoluyla terör örgütü propagandası yapmak” suçundan 1,5 yıldan 7,5 yıla kadar hapis cezası talebinde bulunmuştu.