Kumaş tüccarı Hafız Mustafa Sümer ile İsmet Sümer’in kızı Ağaoğlu, 23 Ekim 1929’da Ankara’nın Nallıhan ilçesinde dünyaya geldi. Nüfus cüzdanında asıl adı Fatma İnayet olan yazar, üniversite yıllarında mahkeme kararıyla adını Adalet olarak değiştirdi.
Ağaoğlu, yazılarını evlenmeden önce Adalet Sümer, evlendikten sonra da bir süre Adalet Sümer Ağaoğlu adlarıyla kaleme aldı, ayrıca Parker Quinck, Remüs Telada takma adlarını da kullandı.
İlkokulu Nallıhan’da tamamlayan yazar, Ankara Kız Lisesi’nde okurken ilk şiir ve yazılarını kaleme almaya başladı.
Yazı ile ilişkisini “arkadaşlık” olarak tanımlayan usta edebiyatçı, verdiği bir röportajda, “Öyle bir arkadaşlık ki insan bir kere başladı mı duramıyor artık. Bir yandan da yazarak öğrendiğim kadar hiçbir yerden öğrenmedim. Şimdi öyle bir şey ki yazmak, sigara tiryakiliğinden daha büyük bir tiryakilik. Sahiden, ben elimden düşürmediğim sigarayı kolayca bıraktım, hiç de aramadım. Fakat yazmayı bırakamadım. Tiryakilik o dereceydi. Şimdi yaklaşık 2 yıldır evden dışarı çıkamıyorum. Yine de yazmadan duramıyorum. Yazmak, su içer gibi içimden geliyor hep.” ifadelerini kullanmıştı.
Liseyi bitirdiği 1946 ile 1947 arasında Ulus gazetesinde tiyatro eleştirileri kaleme alan Ağaoğlu, 1948’de ilk şiiri “Gölgeler”in yayınlandığı Kaynak dergisinde 1950’ye kadar şiirlerini okuyucuyla buluşturdu.
Ağaoğlu, bir röportajında edebiyat yaşamına şiirlerle başlama hikayesini ise şöyle anlatmıştı:
“Çok genç yaşımda şiirle başladım, hatta Nurullah Ataç’ın da jürisinde bulunduğu üniversite gençleri arası bir şiir yarışmasında birinci seçilmiştim. Bu beni epey şaşırttı, aynı zamanda çok da korkuttu. Çünkü şiir kolay bir iş değil, ona o yaşta ne kadar hazırlıklı olduğumu bilemiyordum. Ama büyük bir aşk ile bunu bir süre sürdürdüm.”
1950’li yılların başında tiyatro oyunları yazmaya başladıBaşarılı edebiyatçı, 1950’de Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi Fransız Dili ve Edebiyatı Bölümünü bitirdi.
Şiirin yanı sıra tiyatro oyunlarına da yönelen Ağaoğlu, Ankara Radyosu’nda göreve başladığı 1951’de, ilk radyo oyunu “Aşk Şarkısı”nı yazdı. Radyoda bir süre dramaturg olarak çalışan yazar, daha sonra Radyo Tiyatrosu Müdürü oldu. Başarılı yazar, 1961’de tiyatro oyuncusu ve yönetmen arkadaşları Kartal Tibet, Üner İlsever, Çetin Köroğlu ve Nur Sabuncu ile Ankara’nın ilk özel tiyatrosu “Meydan Sahnesi”ni kurdu, ayrıca Meydan Sahne Dergisi’ni çıkardı.
Sevim Uzungören ile kaleme aldığı “Bir Piyes Yazalım” eserinin Ankara’da sahnelenmeye başladığı 1953’te, tiyatro konusundaki görgü ve bilgisini artırmak üzere Paris’e giden yazar, 1954’te mühendis Halim Ağaoğlu ile evlendi ve eşinin 2018’deki vefatına kadar evlilikleri devam etti.
Yazarın, yaşadığı çevreden edindiği gözlemler üzerine kurduğu “Evcilik Oyunu” eseri 1963-1964 sezonunda Ankara’da sahnelendi. TRT’nin kurulmasının ardından program uzmanı ve daire başkanlığı görevlerinde bulunan Ağaoğlu, 1971’e kadar TRT’de çalıştı.
Eserleri, Almanca, Slovakça, İngilizce, Hollandaca ve Bulgarcaya çevrildiYazdığı oyunlarla 1960 ve 1970’li yılların önde gelen oyun yazarlarından biri olan Ağaoğlu’nun eserleri, Almanca, Slovakça, İngilizce, Hollandaca ve Bulgarcaya çevrildi. Ağaoğlu, kaleme aldığı oyunlarda, toplumun sorunlarına, güncel gelişmelere duyarlı bir tavır sergiledi.
Adalet Ağaoğlu, 1970’lerden itibaren roman ve hikaye yazarlığına yöneldi. “Ölmeye Yatmak” adlı ilk romanını 1973’te, “Yüksek Gerilim” adlı ilk hikaye kitabını ise 1974’te okuyucunun beğenisine sundu.
“Dar Zamanlar” alt başlığıyla yayımlanan “Ölmeye Yatmak”, “Bir Düğün Gecesi” ve “Hayır…” adlı üç romanında, zamanı yazdığı romanların en önemli figürü haline getiren yazar, çağdaş Türk romanında “zaman ustası” olarak değerlendirildi.
Usta edebiyatçı, romanlarında genellikle aydınların sorunlarını ve ilişkilerini ele alırken, “Ölmeye Yatmak”ta, Cumhuriyet döneminin egemen ideolojisini, toplumsal kesimler üzerindeki etkilerini ve tutarsızlıklarını işledi.
Yaptığı bir açıklamada, yaşadığı dönemde uğradığı sansür nedeniyle tiyatro oyunu yazmayı bırakıp, roman yazmaya yöneldiğini anlatan usta kalem, şunları kaydetmişti:
“İlk romanım çıktığı zaman dönemin en ünlü eleştirmenleri çok kötü şeyler yazdılar bu kitap için. Fakat ben sokakta yürürken okurun ‘İyi ki Ölmeye Yatmak’ı yazdınız. Ne kadar başka bir roman.’ deyip beni yoldan çevirdiği oldu. Ben okura karşı sorumluluk duydum. İnan ki sizlerin bana ne diyeceğini, en çok bunu düşünürüm. O sorumluluğu hep duydum. 90 yaşında hala duyuyorum. Bu katlandı, hiç bitmedi. Ben okurum sayesinde var oldum. Eleştirmenler sayesinde var olmadım. Biz böyle buluştuk.”
“Fikrimin İnce Gülü” beyaz perdeye uyarlandıYaklaşık 20 yıl roman, hikaye ve denemeler yazan Ağaoğlu, 1991’de “Çok Uzak Fazla Yakın” adlı eseriyle oyun yazarlığına dönüş yaptı.
Yazarın, “Fikrimin İnce Gülü” romanı, “Sarı Mercedes” adıyla 1993’te Tunç Okan tarafından filme uyarlandı. Ağaoğlu, 1996’da parkta otururken bir arabanın kendisine çarpması sonucu ağır yaralandı, Türkiye’de ve Türkiye dışında uzun bir tedavi dönemi geçirdikten sonra sağlığına kavuştu.
New York’ta 1969’da yayımlanan The Reader’s Encyclopedia of World Drama adlı tiyatro ansiklopedisinde dünya tiyatro yazarları arasında anılan yazarın “Yaşamak” adlı oyunu, Fransız ve Alman radyolarında yayımlandı.
“Üç Oyun” eseriyle 1974’te TDK Tiyatro Ödülünü alan Ağaoğlu, “Yüksek Gerilim” ile 1975’te Sait Faik Hikaye Armağanı’nı, “Bir Düğün Gecesi” ile 1979’da Sedat Simavi Vakfı Edebiyat Ödülü’nü, 1980’de Orhan Kemal Roman Armağanı’nı ve Madaralı Roman Ödülü’nü kazandı.
Başarılı yazar ayrıca “Çok Uzak Fazla Yakın” ile 1992’de Türkiye İş Bankası Edebiyat Büyük Ödülü’nü, 1995’te Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülü’nü, “Romantik Bir Viyana Yazı” ile 1996’da Aydın Doğan Vakfı Edebiyat Ödülü’nü, 1997’de NTV Yılın Yazarı Ödülü’nü, 1999’da ise Aziz Nesin Ödülü’nü aldı.
Ayrıca Ağaoğlu tarafından Boğaziçi Üniversitesi’ne bağışlanan kişisel arşivi, Boğaziçi Üniversitesi Kütüphanesi’nde yazarın kontrolünde tasarlanan bir odada muhafaza ediliyor.
Bu odada yazarın masası, daktilosu, ödülleri, plakları gibi özel eşyalarının yanı sıra yazarın eşi ve arkadaşları ile yazışmaları (Halim Ağaoğlu, Halil Ergün, Yalçın Küçük, Haldun Taner, Tunç Yalman, Hulki Aktunç, İlhami Soysal, Pirko-Asaf Çiğiltepe, Faruk Ulay) dosyalanmış bir şekilde bulunuyor. Aynı zamanda yazarın 1996’da geçirmiş olduğu trafik kazası sonrası belgeleri ve kendisine gönderilen mektuplar da bir dosya içerisinde yer alıyor.
Her zaman üretken bir yazar olduOyunları: “Bir Piyes Yazalım” (S. Uzgören ile, 1953), “Evcilik Oyunu” (1964), “Tombala” (Türk Dili dergisi, 1967), “Çatıdaki Çatlak” (1969), “Üç Oyun” (1973), “Kendini Yazan Şarkı” (1977), “Oyunlar” (1982), “Çok Uzak Fazla Yakın” (1991), “Duvar Öyküsü” (1992), “Şiir ve Sinek” (1992), “Oyunlar I-II” (1993), “Toplu Oyunlar” (1996).
Romanları: “Ölmeye Yatmak” (1973), “Fikrimin İnce Gülü” (1976), “Bir Düğün Gecesi” (1979), “Yaz Sonu” (1980), “Üç Beş Kişi” (1984), “Göç Temizliği” (1985), “Hayır…” (1987), “Ruh Üşümesi” (1991), “Romantik Bir Viyana Yazı” (1993), “Dert Dinleme Uzmanı” (2014)
Anı ve hikayeleri: “Damla Damla Günler” (2004), “Yüksek Gerilim” (1974), “Sessizliğin İlk Sesi” (1978), “Hadi Gidelim” (1982), “Hayatı Savunma Biçimleri” (1997), “Toplu Öyküler I” (2001), “Toplu Öyküler II” (2001)
Deneme, eleştiri ve söyleşileri: “Geçerken” (1986), “Gece Hayatım” (1992), “Karşılaşmalar” (1993), “Başka Karşılaşmalar” (1996), “Öyle Kargaşada Böyle Karşılaşmalar” (2002)
Derlemeleri: Güner Sümer / Toplu Eserleri I-II (1983), Seçmeler (1993)
Çevirileri: “Mezarsız Ölüler (J. P. Sartre 1962), Kafkas Tebeşir Dairesi (B. Brecht,1963), Durand Bulvarı (Armand Salcrou, 1967), Amerikano Manyaklar (Razvani, 1973)
Oyunları: “Bir Piyes Yazalım” – 1953, “Yaşamak” 1955, “Evcilik Oyunu” 1964, “Tombala” 1967, “Çatıdaki Çatlak” 1969, “Sınırlarda” 1969, Üç Oyun: “Bir Kahramanın Ölümü”, “Çıkış”, “Kozalar” – 1973, Kendini Yazan Şarkı” 1976, “Çok Uzak-Fazla Yakın” 1991,”Duvar Öyküsü” 1992, “Fikrimin İnce Gülü” 1996, “Çağımızın Tellalı” 2011