ACIYI BAL EYLEMEK
Bu dünyada yaşanan her şey, yaşandığı döneme ve kişiye göre değişir.
Öyle ki, birine güzel, vazgeçilmez olman bir şey, birini hiç ilgilendirmez. Birinin acısı, birinin umurunda olmaz.
Hatta birinin açısına, birisi bıyık altından güler. Ne garip değil mi?
Kavramlar, insanlar için değişik anlamlar ifade eder.
Mart ayı da bunlardan biridir.
Bugünden bakınca bir çokları için pek bir anlam ifade etmiyor ise de;
“1 Mart tezkeresi” olarak bilinen, o dönem Irak’da yaşananlara taraf olmak , müdahale etmek amacıyla mevcut iktidarın, 25 Şubat 2003’te TBMM genel kuruluna sunup reddedilen;
“Türk Silahlı Kuvvetleri’nin yabancı ülkelere gönderilmesi ve yabancı silahlı kuvvetlerin Türkiye’de bulunması için Hükûmet’e yetki verilmesine ilişkin başbakanlık tezkeresi”nın, 2003 “1 Mart”tında olmasa da, daha sonra olmasını anlamak için ne gerekli bilemedim.
Haydi Mart ayında olacak başka hayırlı şeylerin anısına saygı ile “1 Mart” atladı diyelim.
Derken, gelir “8 Mart”. Al sana “Emekçi Kadınlar Günü”. Anar mısın, kutlar mısın sana kalmış.
Kafalar karışık ya, dur bunu toplayalım derken “12 Mart” kabusu gelir, 1971 yılında yaşanan o darbenin acı anısına.
Bu kez o gün için bir hoşluk olsun ve “İstiklal/Bağımsızlık Marşımızın” kabulünün yıldönümü. Kutlayalım.
Çok mu yoruldunuz olanlardan, o zaman gelin sizinle 13 Mart “Uyku Gününü ” kutlayalım. Çok uyanıkız ve ayakta uyumuyoruz ya.
Bu kadar her şeye çözüm ancak bir doktora girilerek çözülür. O zaman alın size “14 Mart” Tıp Bayramı.
18 Mart’ta kadar arada reklam olsun gibisinden günler olsa da, Çanakkale Zaferini” unutacak halimiz yok sanırım.
Aman “21 Mart’a” dikkat edin. Nevruz Bayramı derken, havalar ayaz, sinirler gergin, sakata gelmeyin.
26 Mart’ta çok ıspanak yiyerek “Ispanak Gününü” kutlayın ki, “27 Mart Tiyatro Gününe” demir gibi girin.
Hani kafanız karıştı oturup bir yerde bir şeyler okuyayım derseniz, “29 Mart Kütüphaneler Haftası ” da size mola olsun.
Anmadır, törendir, protestodur yoruldunuz ve azıcık da soğuk algınlığı mı yaşıyorsunuz.
O zaman “30 Mart”ta Doktora giderseniz, “Doktorlar Gününü” de kutlamayı unutmayın.
Ha unutmadan söyleyeyim, kuzey yarım küresinde 21 Martta İlkbaharlar başlar ve 21 Haziran’da yaz’a doğru gider.
Değişim, mevsimler değince insanın aklına Salim Dündar’ın “Yalancı dünya gibi/ yalancısın sevgilim/ Sen mevsimler gibisin/ değişirsin sevgilim”, şarkısı gelmez mi?
Boş verin ciddi şeyleri, siz de bir şarkı tutturun gidin, geçin bu geçim, meçim meselelerini bu seçim mevsiminde, sloganlardaki umutlar sizde çiçek açtırmıyor mu?
Yapmayın ya. O kadar masraf ediliyor.
İbrahim UYSAL