AKDENİZ VE ADALAR DENİZİNDE YÜZDÜRÜLEN TABUTLAR!
Ey Batı’nın Medeniyeti!
Ey Batı Dünyası’nın zenginleri!
Mora yarımadasının 80 km açıklarında iki gün önce, Lübecker Nachrichten (16.6.2023) gazetesinin haberine göre, 500 ilâ 700 arasında Afrikalı mülteciyi taşıyan batan köhne teknede, 500’ün üzerinde insan yaşamını yitirdi.
104 mültecinin kurtarıldığı ve su üzerinden 79 cesedin toplandığı bu yüzen tabutun dibinde çocuklar, bebeklerini emziren anneler vardı.
Onların hiç biri, denizin üzerine çıkıp, yüzen tahtalara da tutunamadılar.
Dünyada 110 milyon insan, kendilerine, çocuklarına yaşanır bir dünya bulmak için göç halinde.
Ey silahlara yılda milyarlarca dolar bütçelerinden para harcayan ve silah lobisini zenginleştiren ve bu en etkili ve de en tehlikeli lobinin tutsağı olmuş halk meçlisleri, parlamentolar!
Sefaletlerine neden olduğunuz bu yüzen tabutlarda gelen ve de önünü kesemeyeceğiniz, bu göçleri durduramszsınız.
O insanların vatanlarına, üretim için yatırım yapmadığınız sürece, bu insanlar kapınızın dış mandalını kırıp, evinize girmeye çalışacaklar.
Batı Avrupa’nın ve AB’nin ön karakolu olup, Türkiye’den gelecek mültecilere karşı 10 m üzerinde duvarlar ördürülen Yunanistan, duvar üzerine yerleştirdiği keskin nişancılarla, pek çok mülteciyi Meriç’in serin sularına gömdü.
Şimdi bu ön karakol Yunanistan, yüzen tabutta 500’ün üzerinde yaşamını yitiren siyah derili insanlar için, bayraklarını yarıya indirdi.
Bu insanlar, Türkiye üzerinden Batı Avrupa’ya ulaşmak, aç karınlarını doyurmak için gelseler idi, AB’nin keskin nişancılarının kurşunları ile Adalar denizinde veya Meriç’in serin sularında, yatar olacaklardı.
O zaman da o bayrakları yarıya inecek miydi?
Ey derisi kara insan; kendi derinin rengini sen boyamadın.
Dünyanın en bakir ve en zengin coğrafyasına, yer altı servetlerine sahip iken, açlık ve sefillik senin kaderin olmamalı idi.
Batı Dünyası’nın misyonerleri size bir kitap getirdiler. Size güzel güzel dular öğrettiler.
Ya sonra?
Aralık 1963’te Birleşik Krallık’tan bağımsızlığını ilan ederek egemen bir devlet olan Kenya’da 1964 yılında cumhuriyetin ilan edilmesi ile ülkenin ilk başbakanı olan Jomo KENYATTA’nın dediği gibi: “Batılılar ellerinde bir kitap ile geldiler. Bize gözlerimizi kapatıp dua etmemizi öğrettiler. Biz gözlerimizi açtığımızda, kitap bizim elimizde, topraklarımız da Batılılar’ın elinde idi.”
Ve elinizde kalan topraklarınızın ise, sadece 30 cm derinliği size ait oldu.
Şimdi de yukarıdan sulanmayan topraklar sizi besleyemiyor.
Artık silahlara harcanan o sermaye karın doyursun, üst baş giydirsin, kalem defter üretsin, yüzen tabutlarda bebekler ölmesin diyenler, seslerini yükseltmek zorunda.
Denizler insanlarımıza mezar olmasın.
Yüreklerinizde merhamet ve de sevgi dolu kalınız.
RemziUysal
Lübeck, 17 Haziran 2023