Toplumlara yön vermeye çalışan insan önce kendisini yetiştirmeli. Bunun da yolu bilgi toplumu olmaktan geçer. Bilgi toplumu olmanın yolu da çok okumakla olur. Kendisini geliştirmeyen insan, başkasına rehberlik edemez. Ülkemiz insanı; dedikodular, yalanlar, fısıltılar, hurafeler, dogmalar, saplantılı düşünce ve fikirler anaforuna kapılmış. En az okuyan, en çok konuşan, en az düşünen, en çok kavga eden, en az sorgulayan, mutsuzluğa odaklanan, mutluluğu kendisine çok gören bir toplum haline geldik… Bütün gün cep telefonuyla meşgul olmaktan okumayı, düşünmeyi ve sorgulamayı unuttuk! Cep telefonu insanlar üzerinde öyle bağımlılık yapmış ki, iletişim aracı olmaktan çıkmış adeta felakete dönüşmüş. Bu yüzden trafik kazalarının arttığı dikkati çekiyor. İnsanlar arasındaki dostluk ilişkileri bitme noktasına gelmiş, öğrenci dersini, çalışan işini, anne çocuğunu ihmal etmeye başlamış… Bilgi toplumu olma yolunda bir türlü mesafe katedemedik. Roller değişmeli. Bilgi ve akıl ön plana çıkmalı.
Televizyonu açtığımızda; dizilerde şiddet, kavga ve cinsellik… Haberlerde şehit, şiddet, gerginlik ve insanın içini karartan olumsuzluklar… Aile programlarında aile içi şiddet ve geçim sıkıntısından kaynaklanan boşanmalar… Her gün hırsızlık cinayet, dolandırıcılık, tecavüz ve saldırılar periyodik olarak artıyor… “Kadına şiddet önlenmeli” denildikçe daha da artıyor.
Ülkemizde güzel şeyler de olmuyor mu? Elbette oluyor. Ama kimin haberi var bunlardan. Çünkü gündemde hep başka konular var. Hep olumsuzluğa odaklandığımızdan arada kaynayıp gidiyor. Kötülükleri örnek göstererek insanları ötekileştiriyoruz. Bu sebepten, anasını kesen, babasını öldüren, intihar edenlerin sayıları gün geçtikçe artıyor…
Bütün bu olayların kaynağında yatan en önemli sebep “Eğitimsizlik” olsa gerek. Çünkü çok az kitap okuyan bir milletiz. Kitap okuma konusunda pek çok Afrika ülkesinin gerisinde kalmış durumdayız. Özellikle çocukların ve gençlerin kitap okumamasının en önemli nedenlerinden biri ailede kitap okuma alışkanlığının olmaması, bir diğer neden de eğitimin ezberci ve sınavcı bir sisteme sahip olması. Aslında insanımızı eğitebilsek, çirkinlikleri, kavgaları, şiddeti özellikle kadına şiddeti belki büyük ölçüde önleriz. Ancak bunun için gereken çabayı ve fedakarlığı gösteremiyoruz…