ERZINCAN (AA) – Erzincan Bahçe Kültürleri Araştırma Enstitüsü tarafından yürütülen, “Türkiye Ters Lale Türlerinde Çeşit Geliştirme ve Yeni Çeşitlerin Sektöre Kazandırılması” projesi kapsamında, doğada yetişen süs bitkilerinin tescillenmesi ve koruma altına alınması için çalışma yapılıyor.
Ziraat mühendisleri tarafından enstitünün ters lale koleksiyon bahçesinde 15 yıldır sürdürülen çalışmalarda, 19 ilden toplanan 32 ters laleden bugüne kadar 3’ü, “Vuslat”, “Aslay” ve “Doğu güneşi” adıyla tescillenerek süs bitkileri sektörüne kazandırıldı.
Ters lalenin “Maral” adı verilen dördüncü türünün de tescili için başvuru yapan enstitü, süs bitkisinde yerli çeşitlerin markalaşmasını, yerli ve milli türlerin üretiminin çeşitlendirilmesini amaçlıyor.
“Çeşitlerle süs bitkileri sektöründe katkı sunmaya devam edeceğiz”Enstitü müdürü Birol Karadoğan, AA muhabirine, Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğüne bağlı olarak birçok alanda Ar-Ge projeleri yürüttüklerini ve araştırma projeleri alanlarından birinin de süs bitkileri olduğunu söyledi.
Türkiye’de ters lale ıslah çalışmalarının ilk kez enstitülerinde başladığını ifade eden Karadoğan, “Arkadaşlarımızın özverili çalışmaları neticesinde bu proje kapsamında üç ters lale çeşidini kurumumuz adına tescil ettirdik. 2022 yılı itibarıyla da yeni çeşit adayımız için tescil başvuru işlemlerimizi gerçekleştirdik. İnşallah bu çalışmalar neticesinde çıkan çeşitlerle süs bitkileri sektörüne katkı sunmaya devam edeceğiz. Tescil ettirdiğimiz 3 çeşidin ilgili süreci tamamlanmış olup şu an özel sektörün talebini beklemekteyiz.” dedi.
Karadoğan, laleyi ana vatanında çoğaltmaya devam edeceklerini belirtti.
Proje sorumlusu ziraat mühendisi Meral Aslay da yürütülen projenin 15 yıllık bir yolculuğun hikayesi olduğunu ifade etti.
Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi ile ters lale koleksiyon bahçesinden yola çıkarak kurakçıl peyzaj ve küçük botanik bahçesiyle ilgili ilk adımların atıldığını dile getiren Aslay, “Bundan sonra oradaki bahçeyi genişleteceğiz ve yine hem ilimize hem ülkemize doğal bitkilerimizden kurakçıl, çok fazla bakım istemeyen, iklim sorunları da göz önüne alınırsa yeni süs bitkilerini doğamızdan alarak yine ülkemize ve dünyaya kazandırmayı amaçlıyoruz.” diye konuştu.