Atatürk’ün hedef olarak gösterdiği çağdaş uygarlık yolunda Batı kültürünü almış olsaydık, bugün hem ülke olarak hem toplum olarak çok farklı bir konumda olurduk. Atatürk’ün ölümünden sonra, özellikle son yıllarda ülkeyi yönetenler topluma Arap kültürünü monte etmeye çalıştı ve hala çalışmaya da devem ediyor. Bu yüzden beyin olarak sağlıksız bir toplum haline geldik.
Bugün Batı kültürüyle yetişmiş olsaydık, her türlü ayrışma, ahlaki çöküntü, birbirimizi karalama, sevgisiz, saygısız ve hoşgörüsüz bir toplum olmazdık. Çok farklı etnik kökene sahip olan Batılı ülkeler yok mu? Elbette var. Hem de sayıları bizden çok daha fazla. Ama onlar gerektiğinde bir ve beraber olabiliyorlar. Bir terör saldırısı karşısında, ya da ülkelerinin çıkarı söz konusu olduğunda ortak tepki gösterebiliyorlar. Biz de bırakın ortak tepkiyi, kıyısından köşesinden ülkeye nasıl zarar verebilirim düşüncesinde olanlar var. Bunları batılı ülkelerde göremezsiniz. Çünkü aldıkları eğitim ve kültür buna izin vermez.
Türk Toplumunun sanatsal ve kültürel yönden gelişmesi, ancak Batı kültürü ile entegre olmasıyla mümkün olur. Bir yandan Avrupa Birliğine girmeye çalışıyoruz, diğer yandan özellikle genç neslin batı kültürüyle yetişmesini engelliyoruz. Çağdaş, bilinçli ve örgütlü toplum istemeyenler, ister ki sanatsal ve kültürel gelişimine zaman ayıramayan, sadece temel eğlencesi televizyon izlemekten öteye gitmeyen bir topluma dönüşsün. Bu tür toplumlar, dar çerçevede bir aile hayatının içine gömülmüş “Hilkat Garibesi” den farksız olur.
Bakın hala her ortamda Arap kültürünü ülkemize monte etmeye çalışan çevreler var. Bunlar istiyorlar ki; halkı aydınlatacak yazılar yazılmasın, hiç kimse okumasın, özellikle Kur’an-ı Türkçe meali ile öğrenmesin. Çünkü öğrenirse, gerçeği daha iyi anlamış olacak. Bu millet Kur’an-ı ve Nutuk’u okuyup anlasaydı, bugün ne ümmetçiliği savunurdu ne de tarikat ve cemaatlerin tuzağına düşerdi…
KENDİ KÜLTÜRÜMÜZ VAR!
Oysa ki bin yıldan fazla İslam’a bayraktarlık yapmış olan bir milletiz… Çok zengin bir tarihimiz, kültürümüz, devlet geleneğimiz, çok zengin bir edebiyatımız, musikimiz, örfümüz, adetimiz, destanlarımız, efsanelerimiz, masallarımız var! Bu milleti kuşatan en büyük tehlike, “kültür emperyalizmidir!” Bir kelime bile, kendi kültürüyle birlikte o topluma girer!
Dil, örf, ananeler, gelenekler çok önemlidir. İnancımız da, o değerler etrafında bütünleşmemizi istiyor! “Millet Olma” sosyal bir realitedir! O sosyal realitenin, manevi elbisesi ve koruyucu zırhı yüce dinimiz, İslamiyet’tir. Onun için İslamiyet-i hakkıyla öğrenmeliyiz.
Eyyüp AYDIN