BUGÜN YAYIN SON AYININ SON GÜNÜ☺
Merhaba dostlar. Bugün yayın son ayının son günü. Uğurluyoruz Ağustos’u.
Dostlar,
İtiraf etmeliyim ki ben yazı pek sevemedim.
Aslında asıl söylemek istediğim yaydır.
(Haziran, Temmuz, Ağustos).
Yaz, ilkbaharın Türkçesi. Bahar Farsça bir sözcük. Yaysa, şimdilerde yaz dediğimiz mevsimin adı. Yayla/yaylak yaydan, yazla/yazlak (yazlık) yazdan, kışla/kışlak kıştan, güzle/güzlek de güzden geliyor. Hepsi mevsim adlarından türetilmiş, ak pak Türkçe yurtlama adları.
Benim için yaz, demem o ki yay, sadece Toros dağlarına çıkınca güzel.
Anılarım, izlerim Toroslarda. Düşlerim ve düşlemlerim de Toroslarda biçimlendi.
Çocukluğum deniz kıyılarında geçseydi, belki sevebilirdim yayı.
Kışla hiç bir sorunum olmadı nedense.
En sevdiğim iki mevsim güz ile yaz (ilkbahar).
Nasıl sevilmez güz?
En güzel sarı hangi sarı derseniz, ben güz sarısı derim.
Dallarından kopmaya hazır, rüzgarlarla savrulan sarı sarı yapraklar, su aşkıyla yanıp tutuşan ve ilk yağmurlarla nemli nemli kokan kuru topraklar…
Torosların eteklerinde tütül türül tüten allı morlu pürenler…
Ekim dedi mi, Toroslarda çiçeğe durur pürenler.
Arılar; allı morlu, ak pembe püren çiçeklerine konup, bal devşirir özenle.
Püren balına doyum olur mu hiç.
Püren balı gömeçleri kızılcık (polen) deposu. Hafif kekremsidir tadı ama, özgün bir baldır püren balı. Yerken, boğazınızın yandığını hissedersiniz biraz.
Varsın inişli çıkışlı olsun duygularımız.
Eylül geldi, güz geldi, yavaştan güz çiçekleri kıpraşır.
Eylül şiir, güz şair.
Peki ya yaz (ilkbahar)?
Kuşların cıvıl cıvıl ötüştüp, çiçeklerin türül türül tüttüğü, karların çözülüp, suların gürül gürül aktığı; duyguların da tavan yaptığı yazdan (ilkbahardan) daha güzel ne ola ki…
Toprak ısınıp tavlanır, dallar sürgün verir, ağaçlar yaprağa durur, çiçekler açar; doğa büsbütün uyanır.
Güzle devam edelim biz yine.
Güz, kışa hazırlar doğayı ve duygularımızı.
Duygular karışık olsa da, ben güzü hep sevdim.
Hoş gelişler ola ey Eylül güzüm
Sırada sen varsın Ekim yüzüm
Güz yazıma, SÂKÎ dörtlüğümle son vereyim.
DOLDUR SÂKÎ
Doldur hele doldur, göçelim sâki
Ruhumuz Atatürk, rengimiz hâki
Yuvarlak dünyada, kim kalmış bâki?
Peynir kavun getir, bal da illâ ki
Son menzile kadar, içelim ta ki…
Himmet Cansız
Foto: Himmet Cansız Hatmi, Püren Çiceği