DOLAR 34,2955 % 0.51
EURO 37,2361 % 0.47
STERLIN 44,7825 % 0.82
FRANG 39,6060 % 0.49
ALTIN 2.988,35 % 1,15
BITCOIN 67.918,63 1.535

Cumhuriyet Kadınları Derneği Kadına Yönelik Şiddetle Mücadelede Medyanın Sorumluluğu vurgusu

Yayınlanma Tarihi : Google News
Cumhuriyet Kadınları Derneği Kadına Yönelik Şiddetle Mücadelede Medyanın Sorumluluğu vurgusu
1

Cumhuriyet Kadınları Derneği Kadına Yönelik Şiddetle Mücadelede Medyanın Sorumluluğuna dikkat çekmek için bir basın açıklaması düzenledi.

Düzenlenen basın açıklamasında CKD Antalya Kepez Özgürlük Şube Başkanı H.Mutlugün Özturan,Medyanın sorumluluğuna dikkat çekti.
Cumhuriyet Kadınları Derneği; her tür medya ortamında kadınlarımızı aşağılara
iten, onları değersizleştiren ve kadına yönelik şiddeti normalleştiren yayınlara
son verilmesi amacıyla geniş çapta bir çalışma başlatmıştır. “Kadına Yönelik
Şiddetle Mücadelede Medyanın Sorumluluğu” adıyla yürüteceğimiz bu çalışma
İçişleri Bakanlığı Sivil Toplumla İlişkiler Genel Müdürlüğünce de
desteklenmektedir.
Halkımızın kitle iletişim araçlarında; kadınlarımız, aile kurumumuz,
değerlerimiz, kültürümüz yönünden; mevcut(yaşanan) duruma ve medyadan
beklentilerine yönelik görüşleri bu çalışmanın omurgasını oluşturacaktır.

Medya ne sunuyor, halkımız ne istiyor?
Gerçeği ortaya çıkarmak ve medyanın önüne koymak istiyoruz.
TV dizilerinde ve öğleden sonra kuşağı programlarında “kadın” daha çok hangi
karakterlerde karşımıza çıkmaktadır?
Medya; kadına yönelik, şiddet içeren yayınlarla doludur.
Medya; kadına yönelik , ayrımcılığa dayalı yayınlarla doludur.
Dedikoducu, şiddet gören, dolap çeviren, mutsuz, söz hakkı olmayan, cinseliğini
kullanan, aldatan, aldatılan, ezik, saygı görmeyen, yalancı, savurgan, sadakatsiz,
eğitimsiz, iş görmeyen, üretmeyen, çalışmayan, cahil….
Aile yapıları da çoğunlukla bu “kadın” tiplerinin yaşadığı ortamlara uygun
örneklenmektedir. Sevginin ve iletişimin olmadığı, şiddetin yaşandığı, gizli
işlerin çevrildiği, kaynağı belirsiz gelirlere, sınırsız giderlere sahip, mafyaya
yasadışı işlere bulaşmış aileler….Kadının da, ailenin de toplumsal yaşamımızın da SAHTE biçimlerde sunulduğu
bir medya kuşatmasıyla karşı karşıyız. Emperyalizmin yoz kültürüne alan açan
bir medya kuşatmasıyla karşı karşıyız.
Reeytinği (izlenmeyi) artırmanın yolunu bu yöntemde bulan medya kuruluşları,
bu türde dizi ve proğramların halk tarafından beğenildiği ve talep edildiğini
savunmaktadır. Medyanın “Toplum talep ediyor, biz de sunuyoruz” söylemi
gerçeklerin üzerini kapatmaktadır. Gerçek olan, emperyalist kapitalist sistemin
yarattığı yozlaşma kültürünün medya aracılığıyla ve büyük sermayeler eliyle
topluma “arz” edildiğidir.
Büyük teknolojik gelişmelerle devleşen kitle iletişim araçları karşısında
insanımız “umduğunu değil, bulduğunu” izler durumdadır.
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı eşgüdümünde yürütülen kadına yönelik
şiddetle mücadelede önemli başlıklardan birisi medyadır. Çünkü medyanın
düşüncelerimizi ve sosyal ilişkilerimizi yönlendirme gücü vardır.
Toplumu etkileme ve dönüştürme gücüne sahip medyamızda;
-kadına yönelik şiddet ve ayrımcılığını sıradanlaştıran,
-kültürel kodlarımızı aşındıran, –
ahlaki yozlaşmaya zemin hazırlayan yayınlar istemiyoruz.

Medyadan; –
Onurlu, çalışkan, fedakar kadınlarımızın, başı dik mücadelesini destekleyen
-Kadınlarımızın üreterek, çalışarak toplumda var olma arzusunu işleyen,
-Milli kültürümüzü besleyen, genç kuşaklara aktarılmasını sağlayan yayınlar
istiyoruz.
Medyadan sorumlu devlet kurumlarımızdan ise;
Kitle iletişim araçlarında yayımlanacak yayınları, talep ettiğimiz prensiplere
uygunluk yönünden denetleyen bir sistem geliştirmesini bekliyoruz”ifadelerine değindi.  

YORUM YAP