DOĞRU KİM, EĞRİ KİM, HİÇ BELLİ DEĞİL…
Bende bu dünyaya, geldim geleli
Kimim var kimim yok, hiç belli değil
Aklım erip kendim, bildim bileli
Doğru kim, eğri kim, seç belli değil
Soğukta, ayazda, sıcakta gezdim
Boranı, dalazı, esmeden sezdim
Namuslu gözüken, puştlardan bezdim
Temiz kim, kirli kim, hiç belli değil
Hak hukuk yolunda, önden yürüdüm
Karakış ayında, kar buz sürüdüm
Çakallar kurdum der, içten çürüdüm
Sülük kim, yavşak kim, piç belli değil
Ülke, ulus diye, özümü verdim
Ne akı, ne pakı, ne halkı yerdim
Okudum, düşündüm, sandım ki erdim
Koyun kim, kuzu kim, koç belli değil
Gece gündüz yazıp, düşlere daldım
Darda, zorda, korda, hep yalnız kaldım
Çaldıysam aşk ile, salt gönül çaldım
Hırsız kim, bekçi kim, suç belli değil
Ayrımsız herkesin, hatırın sordum
Kötülüğü bile, iyiye yordum
Hayyam gibi dolup, içkiye vurdum
Saki kim, sorhoş kim, iç belli değil
Kimi yolun bulur, garipler harap
Kiminin içtiği, bin yıllık şarap
Devletin başında, yüz türlü çorap
Börü kim, sırtlan kim, taç belli değil
Kimi kodamanın, altın sarayı
Faizci, tefeci, yığmış parayı
Yoksul nasıl sarsın, bunca yarayı
Yiyen kim, içen kim, aç belli değil
Kimi bulamazken, gazı kömürü
Kimi şarlatanlar, dini sömürü
Ey Tanrım sen koru, üç günlük ömürü
Odun kim, ateş kim, saç belli değil
Cansızoğlu’m direnç, umudun dalın
Yağız toprak elin, çiçekler balın
Ölünce bir çift taş, dünyalık malın
Bugün mü, yarın mı, göç belli değil
Şiir: Himmet Cansız