Dünya; artık hiç bir noktası güvenli olmayan açık bir yangın yeri ama günümüz insanı bunun ne yazık ki farkına varmak bile istemiyor.
19 ve 20’inci asrın insanları hem kendi özgürlüğüne hem de toplumsal bağımsızlığa düşkündü; sonucunda çok büyük devrimleri ve savaşları yaşadı.
20’inci yüzyılın imparatorlukların mezarlığı, ulus devletlerin ise yaşam alanı olmasının en önemli nedeni budur.
Yani kendini ve toplumu düşünen insan varlığı, 1900’lü yılların ikinci yarısında devletler artık bu insan modelinin değiştirilmesini, çünkü bu tip insanların kontrol edilemediği için savaş lordlarının, emperyal baronların hedeflerine ulaşamayacağı gerçeğini gördüler ve düğmeye bastılar.
1990’larda dünyanın sadece tek kutuplu (sadece kapitalist ve emperyalist odaklara) kalması neticesinde toplumlar çok daha kolay bir şekilde evrilir hale geldiler.
Nihayetinde günümüz insanı, artık sadece kendini düşünen, kendi rahatından taviz vermeyen, içinde yaşadığı toplumu ve çevreyi umuruna bile katmayan bir bencillik abidesine dönüştürüldü.