İnsanlar hayatta kalmak için mücadele etmiyorlar..
İnsanlar bildikleri şeyler doğru çıksın diye hayatlarını veriyorlar….demiş
Virjinia Satır
Bizler bilinçaltını anlayıp yönetemediğimizde,
Bilinçaltı bizi yönetir ve biz buna kader deriz.
Başlangıçta yaşadığımız coğrafyayı,
Anne ve babamıza seçemeden bu dünyaya geldiğimizde ..
Tüm bu kodlarla birlikte başlayan süreç inandıklarımız ve inandırıldığımız her şey kayıt altına alınır.
Bazen öfkeyle öyle şeyler söyler ve yaparız ki,
Çok güçlü olan öfke enerjisi söylediğimiz ve yaptığımız istikamete doğru yola çıkar.
Aslında insan enerjiyi yönlendiren bir varlıktır.
Ve enerji dediğimiz şey de duygudur.
Düşünce duygunun yan ürünüdür.
Duyguyu bedenlendirebilmek için senaryonun yazıldığı alandır.
Öfkelendiğimizde eğer bilinçli olarak dua etmezsek,
O alanı başka şeyler dolduruyor.
İnsanların çoğu kendi üzerlerinde büyü olduğunu,
Varlık olduğunu söylüyor.
İnsan kendi sözleri ile kendisini büyüler.
Ve bu bakıldığında bir büyü yapılmış gibi gözükebilir kişinin üzerinde.
Ve duyguların bir formu şekli vardır.
Bunlar da bir varlık gibi gözükebilir insan bedeninde.
Nefretin kinin hasetliğin çok ağır formları vardır.
Ve insan bedenine yerleştiğinde bedeni ağırlaştırır.
Bedenimizin sürekli yorgun oluyor olması çoğu zaman sadece sağlığımızla ilgili değildir.
Hoş sağlığa da tesir eder .
Modern tıp hiçbir teşhis koyamadığı hastalıklara ruhtan haberi olmayan Ruh ve sinir hastalıklarına gönderir.
Ruha ağır gelenleri bedenin üzerinden almak için değil,
İlaçla bunları uyuşturmak için gönderir.
İnsan kendi karanlık sokaklarına girdikçe üzerini örttüğü ve duyarsızlaştırdığı,
Kendine hak gördüğün hesap sorduğu,
Hesap soracağı günü beklediği yatırımlarını görür.
Bugün zihnimizdeki yüreğimizdeki bedenimizdeki ilişkilerimizdeki ve rızkımızdaki tüm ağırlıkların en yüce idrak ile kaldırıldığı gün olsun …
Koccaman sevgiler💞
Zelena Ayten Tekeci