İşadamı Fehmi Öztürk 50 milyon dolarına çöken şebekenin şimdi de kendisine profesyonel kumpasların kurulduğunu anlattı. Her ayrıntının ince ince işlendiğini iddia eden Öztürk “Bu lekeyle yaşamak istemiyorum. kimin yaptığı belli. Bir an önce aydınlatılsın.” çağrısı yaptı
İşadamı Fehmi Öztürk kendisine yönelik kumpas planlarının devam ettiğini iddia etti. Daha önce kamuoyunda ’50 milyon dolar dolandırılan işadamı olarak’ anılan Öztürk, yurtdışındaki işleri sonrası Türkiye’ye giriş yaptığı esnada kumpasa maruz kaldığını dile getirdi.
Öztürk çeşitli iftiralar sonucunda yurda girişi esnasında gözaltına alındığını anlattı.
Öztürk yurda giriş yapana kadar Rumen plakalı aracı kullandığını, yurda giriş yapacağı yakın noktalarda Türkiye plakalı aracını kullandığını ifade ederek “Türkiye plakalı aracımızın arıza lambası yanması sebebiyle kanuna uygun olarak adıma kayıtlı Rumen aracımla sınırdan giriş yaptım. Daha sonra benim aracımın plakasının mail yoluyla ihbar edildiği bilgisine de ulaştım. Aracımın egzoz bölümüne profesyonel şekilde yerleştirilmiş uyuşturucu madde polis ekipleri tarafından bulundu. Ben ve araçta bulunan eşim adeta şoke olduk’ dedi.
“PROFESYONEL ELLER TARAFINDAN KUMPAS KURULDU”
Kendisinin bu süre zarfında takip edildiğini aktaran işadamı Öztürk “Benim Rumen plakalı aracımın orada bırakıldığını biliyorlar ve ona göre bir kumpas kuruyorlar. Bunu yapan ekip kesinlikle profesyonel. Öyle ki aramalarda hızlı yakalanalım diye egzoz ısısı ile yanabilen bir uyuşturucu maddeyi egzoz manifolduna yerleştiriyorlar. Aramada köpekler bunu tespit edebilsin diye. Meğer o uyuşturucu madde yaklaşık olarak 3 ay bizim Rumen plakalı aracımızda kalmış. Biz bunu yurda giriş yapınca polis ekiplerinin aramasıyla anlıyoruz” şeklinde konuştu.
“SUÇLU OLMADIĞIMIZ ANLAŞILDI”
Olayın devamında yurtdışına çıkış X-RAY kayıtlarına bakıldığını aktaran Öztürk “Bizim savcılığa yaptığımız şikayetlere ve ilgili kayıtlara bakılınca suçsuz olduğumuz kanaati yargının da kafasında olgunlaştı. Bizim tutuklu kalmamızı gerektirecek bir durum olmadığı oraya çıktı. Ben her sınırı geçtiğimde zaten aranıyorum. Buradan gayri yasal bir şey geçirmek için deli olmanız gerekir” ifadelerini kullandı.
“YURTDIŞINDA KENDİMİ İHBAR ETTİM: BUNU YAPANLAR HESAP VERSİN!
Olayın aydınlatılması için ilgili ülkelerde kendisi hakkında suç duyurusunda bulunduğunu dile getiren Öztürk “Burada esas sıkıntı bu maddenin, bu insanlık suçunun -ben 40 yıllık ben iş adamıyım- ne bir kere bir kere dahi uyuşturucu kullandım ne de o adı geçinen malzemeyi o güne kadar hiç görmedim. Hatta yurt dışında da kendimi ihbar ettim. Dedim ki; bakın benim hakkımda Türkiye’de böyle arabada bir uyuşturucu yakalandı size kendimi ihbar ediyorum. Bu konuda araştırmayı yapın, bu konuda benim arabama bunu koyanlar kimse tespit edin gerçekler ortaya çıksın; adalet önünde bunu yapanlar hesap versinler” diye konuştu.
“ARACIMIZDA VE TELEFONLARIMIZDA BAŞKA SUÇ UNSURUNA RASTLANMADI”
Üzerlerine atılı suçlardan büyük ölçüde aklandıklarının altını çizen Öztürk “Orada bulunan madde analizden geliyor o torbanın içine yarım gram o maddeden koyuyorlar, uyuşturucu maddesi. Diğeri kafein maddesi. Yarım gram… İlk raporda biz önce TCK 188 de yargılandık. Yani 30 yıl hapis cezasıyla yargılandık. Uyuşturucu ticareti ve ithalatı yapmakla yargılandık. Ben de yargılamanın sonunda aracımızda suç aleti şey olmadığından araç iade, işte telefonlarımız iade, ama karar kesinleşene kadar yine orada bekleyecek. Başka bir suça da rastlanmadığını raporu yazıyor.” dedi.
“BANA BU LEKE ÇOK”
30 yıldan daha uzun bir süredir bu ülkeye hizmet ettiğini belirten Öztürk “Bu leke bana çok fazla. Ömür boyu bu ülkeye sadakatle çalışmış, devletine bağlı bir iş insanına bu leke çok fazla. Evlatları küfür bilmeyen bir babaya bu çok fazla. Kafada bin tane saç varsa, benim bir saç telimden böyle bir suç çıkarsa bütün cezalara razıyım” ifadelerini kullandı.
“BENİ İTİBARSIZLAŞTIRMAYA ÇALIŞANLARIN KUMPASIDIR”
Gerçeklerin er ya da geç ortaya çıkacağının altını çizen İş insanı Öztürk “Kamuoyunda itibarsızlaştırmaya çalışanlar bu işin arkasında. Yarın bir gün çıkacak bunlar. Çünkü doğrularını ortaya çıkma gibi bir huyu var. Ben hep şunu söylerim; savcılık makamı toprak gibidir, ne ekersen onu biçersin. Hakimlik makamı da bayraktır. Hakim de kararıyla o toprağa bayrağı diker. Hiç kimse ne toprağına ne bayrağına laf ettirmez. Ben bu ülkenin ne savcısına ne de hakimine laf ettirmem. Yine söylüyorum toprağa yanlış işleyen çiftçi varsa, yanlış mahsul alan aldığı mahsulü hak etmediği halde alan varsa bunun yakasından ömür boyu yapışmaya; mücadelemde devam etmeye varım. Ben ne toprağı kirleten ne de bayrağa dil uzatana ne yanında olurum. Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Başkanı’na sesleniyorum ‘Bu iş adamına sahip çıkın!” diye konuştu.
“BUNU 50 MİLYON DOLARIMA EL KOYANLAR O DAVAYI GÖLGELEMEK İÇİN YAPIYOR”
Kumpası kendisine kuranların daha önce 50 milyon dolarına çökenlerle aynı şebeke olduğunu iddia eden Öztürk “Ben adaletin peşindeyim. Ben bu paraların araştırılmasını istiyorum. Eğer benim değilse verilmesin. Bu işi yapanlar bana kıs kıs gülüyorlar. Bana kumpas çok büyük. Bu bana karşı organize edilmiş bir suç. Kimin yaptığı da belli. Adalet harekete geçse 1 haftada çözülür. Maili atan belli, kimin yurtdışına gittiği belli. Cinayet işlenen olayda bile benim üzerime yıkmaya çalıştılar. Sonunda kovuşturmaya yer yoktur denildi. Adamlar beni daha önce de sahte ihbarla devletin savcısına polisine dinletmişler. 6 ay teknik takipte kalmışım.” şeklinde konuştu.
KAYNAK: YENİ AKİT