KARTPOSTALLARLA MAZİDE KALAN BİR YAZIM…
Şimdilerde ise bu stantın yerinde yeller esiyor.
***
Bu kartpostal standını görünce yıllar öncesine gittim. Bayram önceleri, yılbaşı öncelerini düşündüm derin derin.
Birbirinden farklı, birbirinden güzel, yaldızlı, siyah-beyaz, rengarenk fotoğraflar…
Hepsini alası gelirdi insanın; ama…
Saatlerce bakar, kime, hangisini göndereyim diye uzun uzun düşünür; bu arada hesap kitap filan…
Öyle kartpostallar olurdu ki en sevdiğinize bile göndermeye kıyamazdınız; kendinize saklardınız.
Sevdalarımızı, özlemlerimizi ordan oraya taşıyan kanatsız güvercinlerimizdi onlar bizim. Yıllar yılı saklardık, kıyamazdık atmaya…
Peki ya şimdi?
Gördüğünüz gibi işte. Kartpostallar öksüz şimdi.
Onlarca kartpostal, onlarca çeşit; her biri birbirinden güzel! Başını çevirip bakan sadece birkaç kişi!
Siz olsanız üzülmez misiniz, burkulmaz mı yüreğiniz?
Bunca sıkıntı arasında, iş güç arasında sıra onlara gelmiyor demek ki!
Bir de teknoloji!
Ne diyeyim ben..
Mustafa Esmer Cengiz