Akdeniz Üniversitesi Ziraat Fakültesi’nin TÜBİTAK destekli ‘Subtropik Koşullarda Sürdürülebilir Pitaya Yetiştiriciliği Üzerinde Araştırmalar Projesi’nin çıktıları paylaşım günü etkinliği ile üreticilerle paylaşıldı.
Akdeniz Üniversitesi Ziraat Fakültesi tarafından TÜBİTAK destekli ‘Subtropik Koşullarda Sürdürülebilir Pitaya Yetiştiriciliği Üzerinde Araştırmalar Projesi’nin çıktılarının paylaşım günü etkinliği düzenlendi. Akdeniz Üniversitesi Ziraat Fakültesi sera alanlarında düzenlenen etkinliğe Ziraat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mustafa Erkan, proje yürütücüsü Ziraat Fakültesi Öğr. Üyesi Prof. Dr. Hamide Gübbük, proje çalışanları Prof. Dr. Harun Kaman ve Öğr. Görevlisi Lokman Altınkaya, öğretim üyeleri, Antalya Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Prof. Dr. Dursun Büyüktaş, Antalya İl Tarım ve Orman Müdürlüğü ile Kepez İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü teknik personeli, tarımsal firma yetkilileri ve üreticiler katıldı.
TROPİK MEYVEYE İLGİ ARTIYOR
Subtropik Koşullarda Sürdürülebilir Pitaya Yetiştiriciliği Üzerinde Araştırmalar projesinin yürütücülüğünü yapan Ziraat Fakültesi Öğr. Üyesi Prof. Dr. Hamide Gübbük, proje çıktıları hakkında katılımcılara bilgi verdi. Prof. Dr. Hamide Gübbük, “Küresel iklim değişikliğinin etkisi ile ülkemizde tropik meyve yetiştiriciliğine olan ilgi her geçen gün artmaya başlamıştır. Bu durumun etkisi ile Akdeniz Bölgesi’nde bazı mikroklima alanlarında muz ve avokado dışında passiflora, pitaya, mango, guava, longan, litchi, karambola gibi türlerin yetiştiriciliğine ticari olarak başlanmıştır.” diye konuştu.
PİTAYANIN SU TÜKETİMİ AZ, VERİMİ FAZLA
Küresel iklim değişikliğinin sıcaklık yönünden bazı avantajlar sağlamasına karşın, sürdürülebilir su kaynaklarının kullanımı yönünden tüm dünyada olduğu gibi ülkemizin de ilerleyen yıllarda bazı problemlerle karşılaşabileceği öngörüsünün altını çizen Prof. Dr. Hamide Gübbük, “Bu problemlerin çözümüne karşı şimdiden gereken hassasiyetin gösterilmesi, nispeten daha düşük su tüketimine ihtiyaç gösteren türlerde bile suyun optimum düzeyde kullanımı ile ilgili bilimsel çalışmalara önem verilmesi elzem gözükmektedir. Bu hipotezden yola çıkılarak yürütülen projemizde, su tüketiminin muz ve avokado gibi türlere göre daha düşük olması, dikimden bir yıl sonra verime yatması, her yıl düzenli ürün vermesi, getirisinin nispeten yüksek olması ve yetiştiricilikte işçilik masraflarının düşük olması nedeniyle tür olarak pitaya seçilmiştir.” ifadelerini kullandı.
SULAMA SİSTEMLERİ DENENDİ
Konu olarak pitayada değişik terbiye sistemleri ve farklı sulama rejimlerinin verim ve kalite ile derim sonrası fizyolojileri üzerine etkilerinin araştırıldığını belirten Prof. Dr. Hamide Gübbük, “Bu kapsamda yürütülen projede, terbiye sistemi olarak direk, T ve ters U olmak üzere 3 farklı terbiye sistemi denenmiştir. Sulama rejimi olarak ise kontrol (buharlaşmanın %100’nün uygulandığı sulama rejimi) dışında 3 farklı kısıntılı sulama rejimi (buharlaşamaya göre suyun %25, %50 ve %75 olarak uygulandığı sulama rejimleri) denenmiştir. Proje sonucunda, amaç ile bağlantılı olarak verim, kalite ve derim sonrası fizyolojisi açısından, en uygun sulama rejimi ve terbiye sistemi ortaya konmuştur.” şeklinde konuştu