
Benim Kanserle Dans Derneği ile tanışmam bir arkadaşım aracılığıyla 3 yıl önce oldu. Arkadaşım Kanserle Dans Derneğinin yine bir etkinliğini paylaşmıştı. Dikkatimi çekti, çok merak ettim ve araştırdım. Ben babamı akciğer kanserinden kaybettim. Hastalık sürecinde çok zor günler geçirdim. Derneğin kuruluş amacını okurken o günlere gittim bir an. O zaman böyle bir derneğe ulaşabilseydim keşke. Kendi yaşadıklarımı düşündüm. Bir yanda sevdiğiniz insan, canınız, bir yanda nasıl baş edeceğinizi bilmediğiniz bir hastalık. Bir denizin ortasında ne yöne gideceğini bilememek… Ve siz Kanserle Dans Derneği, siz tam da bu noktada bir can simidi gibisiniz.
Şimdi bilmeyenler için bu derneği biraz anlatmak istiyorum. Kanserle Dans Derneği, insanların hayatına dokunmayı, kanseri erken teşhis edip önlemeyi amaç edinerek, geleceğin kanser tedavisini hasta merkezli hale getirmek için kurulan bir dernek.
*Gerek üyelerine gerek de kamuoyuna websiteleri ve sosyal medya aracılığıyla ulaşıp; kanser hastalığı teşhisi, tedavisi, tedavi sonrası süreçleri ve kansere yakalanma riskini azaltma konularında ingilizceden çevrilmiş bilimsel araştırma kaynaklı doğru bilgi veriyor.
*Ücretsiz olarak dağıtılan broşür, kitap, aksesuarlar (buzdolabı magneti, rozet) yoluyla kanser ve erken teşhis yöntemleri hakkında bilgi vermek ve farkındalık yaratıyor.
*Kanser hasta ve yakınlarına hastalığın teşhis, tedavi ve sonrası süreçlerinde yalnız olmadıklarını gösteriyor.
*Gönüllü doktorlarımızın izinleriyle onların çalışmalarından da faydalanolıyor.
*Hasta odaklı tedavi vizyonu kapsamında kanser hasta ve yakınlarına ücretsiz terapi, yoga, dans ve diğer sosyal aktiviteleri sunarak motivasyonlarını güçlü kılmak misyonuyla ve doğru bilgi, pozitif cevap, pozitif enerji, birebir ilgi, gönüllük ilkeleriyle, hayatlara dokunuyorlar.
“Ya sen, ya ben ya da sevdiğimiz Kanserle dans ettik, ediyoruz, edeceğiz.” sloganıyla yollarına devam eden Kanserle Dans Derneği’nin hikayesi babalarının kanser olmasıyla yolları kesişen ve Amerika’da yaşayan iki lise arkadaşı Esra ve Ebru ile başlar. Kanser hastaları ve yakınlarının doğru ve araştırılmış bilgiye olan ihtiyacı nedeniyle nisan 2012’de «kanserle dans» blog ve facebook sayfalarını kurarlar. Şu andaki sosyal medya takipci sayısı : 81.000 kişi. Kısa sürede bu kadar büyümesini, dur durak bilmeden üreten, samimi ve kocaman yüreğe sahip gönüllülerine borçlu. Kanserle Dans’ın yaptığı çalışmalardan bazıları şöyle: *Uluslar Arası Kanser Kuruluşları ile İletişim *Bilimsel ve Araştırma Kaynaklı Paylaşım *Hastalara Psikolojik, Sosyal ve Pratik Destek *Erken teşhis ve tarama konusunda farkındalık etkinlikleri *Gönüllü doktorlarla WEBINAR (online seminer ) *İnteraktıf online eğitimler” * Çok çok önemli ve çok işlevsel bir proje olan akıllı telefonlarda metastatik meme hastaları için kullanıma hazır Met meme app uygulaması. Kanserle Dans Derneği bu kez de kanserde genetik yatkınlık ile ilgili toplumsal farkındalık yaratmak amacıyla13 Aralık 2016 tarihinde “KANSER MİRAS MIDIR” adlı etkinliği düzenledi.
Destekçileri ve gönüllülerinin katılımı ile güzelleşip başarıya ulaşan tüm etkinlikler gibiydi bu da.
Katılımcılar; Kanserle Dans Derneği Başkanı Esra Çokçetin Prof. Dr. Cengiz Yakıcıer (Kanser ve Genetik- Acıbadem Üniversitesi Hastanesi)
Prof. Dr. Ali Ayhan (Over Kanseri- Başkent Üniversitesi Hastanesi)
Prof. Dr. Ahmet Özet (Akciğer Kanseri- Gazi Üniversitesi Hastanesi)
Prof. Dr. İbrahim Güllü (Kolorektal Kanserler- Hacettepe Üniversitesi Hastanesi)
Prof. Dr. İbrahim Tek (Meme Kanseri- Medicana Ankara Hastanesi) Harika etkinliğe herkes heyecanla hazırlandı.
Uykusuz geçen günler sonunda etkinlik sayesinde çok özlenen ama görüşülemeyen dostlar bir araya gelindi. Günün anısına etkinliğe gelen katılımcılara dağıtılan minicik hediyeler çok sevimliydi. Etkinlik sonunda kokteyl ile konuklarına güzel anlar yaşattılar. Park inn by Radisson’da gerçekleştirilen etkinlikte işitme engelliler için işaret dili tercümanı da görev aldı.
Bu güzel etkinliği hazırlayanlara, dernek kurucuları, çalışanları, konuşmacılar, ödül alan başarılı öğrenciler ve proje koordinatörü Sevil Benli Gürkan Hanıma sonsuz teşekkürler.
İyi ki varsınız!