Türkçeye ve Türk tarihine büyük katkılar sunan ilim adamı: Mehmet Fuad Köprülü
Sadrazam Köprülü Mehmet Paşa’nın soyundan gelen Köprülü, 4 Aralık 1890’da İsmail Faiz Bey ile Hatice Hanım’ın çocuğu olarak İstanbul’da dünyaya geldi.
Köprülü, Yerebatan semtindeki Ayasofya Merkez Rüşdiyesi’ni bitirdikten sonra Mercan İdadisi’ne girdi. Yabancı dil eğitimine oldukça önem veren Köprülü, Arapça, Farsça ve Fransızca öğrendi.
Usta edebiyatçı, erken yaşta şiir yazmaya başladı. Basılan ilk şiiri, 1905’te 2. Abdülhamid Han için yazdığı methiye oldu.
Hukuk eğitimini yarıda bıraktı
Ankara Hukuk Fakültesine 1907’de başlayan Köprülü, üçüncü sınıftayken okulu bıraktı. Fakülteyi bıraktıktan sonra başka bir okula devam etmeyen ve üniversite diploması olmayan Köprülü, Hikmet Feridun ile yaptığı söyleşide, “Niçin bir yüksek mektep bitirmediniz?” sorusuna şöyle cevap vermişti:
“İdadiden sonra hukukta üç sene okudum. İmtihanlarımda gayet muvaffak oldum lakin hukukta büyük bir hayal kırıklığı ile karşılaştım. Tedrisat son derece fena idi. Benim talebesi bulunduğum 1907 Darülfünun’u bir alemdi. İslam hukukunu okutan hocalardan istifade etmediğimi söyleyemem. Ancak yeni Avrupa ilimlerini okutanlar lisan bilmezdi. Ellerine geçmiş yalan yanlış tercümelerden, eminim kendileri de bir şey anlamayarak, ders verirlerdi ki ben bu eserleri, elimde bulunan asıllardan okumayı tercih ederdim. Fransızcayı hocalarımdan daha iyi biliyordum. Hatta bazı dersleri, bazı bahisleri, onlardan daha çok önce ve daha iyi öğrenmiştim. hukukta fazla kalmak, zaman kaybetmekten başka bir şey değildi. Bir diploma için bunu göze alamıyordum. Kendi başıma kendimi daha iyi yetiştireceğimi anlamıştım. Sonra benim ihtisasını yapmak istediğim ilim sahasının mektebi de yoktu ki, ben oradan mezun olabileyim.
O zamanki mektepler ve ilmi müessesat çok geri idi. Bunun için kendi kendimi yetiştirmeye karar verdim. Yoksa niyetim mektep bitirmek olsaydı, buna hem de fevkalade tarafından muvaffak olacağıma şüphe yoktu. Fakat tek başıma kendimi yetiştirmek için işe başladığım zaman büyük müşküller karşısında kaldım.”
Fecri-i Ati topluluğuna 1909’da katıldı
Ord. Prof. Dr. Köprülü, babasının kütüphanesinde, Osmanlı vakanüvislerin eserleri ve Evliya Çelebi’nin “Seyahatname”siyle tanıştı. Aldığı derslerle Fransızcasını geliştiren edebiyatçı, Fransız yazarlara ait eserleri okumaya başladı. Çocukluğundan itibaren sürekli edebiyat, tarih, sosyoloji ve eleştiri alanında birçok eser okuyarak kendini geliştirdi
Hukuk okuduğu yıllarda, edebiyata meraklı arkadaşlarıyla kurduğu dostluklar, zamanla genç bir nesli içine alan Fecri-i Ati topluluğuna zemin hazırladı. Topluluğa 1909’da katılan Köprülü’nün şiir ve makaleleri “Mehasin” ve “Servet-i Fünun” dergileriyle “Tanin” gazetesinde yayımlandı.
Aynı dönemde “Hayat-ı Fikriye” adlı eserini hazırlayan Köprülü, ileride uygulayacağı pozitivizmin temelini eserinde ortaya koydu. Köprülü, sonraki yıllarda eserlerini ulusçu bir düşünceyle ele aldı.
Daha sonra Tanin gazetesinde çıkardığı şiirleriyle yetinmeyen Köprülü, edebiyat, sanat, sosyoloji ve eleştiri alanında birden fazla makale yazdı. Köprülü, 1917’de Ziya Gökalp’ın idaresindeki “Yeni Mecmua” adlı dergiyle araştırmalarını geniş okuyucu kitlesine ulaştırdı.
Mehmet Fuad Köprülü, Fransızcadan da tercümeler yaptı. Batıcılık akımı içerisinde yer alan Türk aydınlarını derinden etkileyen Gustave le Bon’un “Psychologie des Foules” adlı eserini “Ruhul-Cemaat” adıyla tercüme etti. Aynı yazarın “La Psychologie Politique et la Defense Sociale” eserini de “Ruh-ı Siyaset ve Müdafaa-ı İctimaiyye” başlığıyla Türkçeye çevirdi.
Birçok önemli kurumda edebiyat öğretmeni olarak görev aldı
Usta edebiyatçı, “Serveti Fünun” mecmuasının edebi muharrirliğinin yanı sıra “Hak” gazetesinin yazı işleri müdürlüğünü yaptı.
Osmanlı’nın başarılı eğitim kurumlarından İstanbul, Galatasaray, Mercan ve Kabataş Liselerinde vekil öğretmenlik yapan Köprülü, Halit Ziya Uşaklıgil’in 20 Aralık 1913’te İstanbul Darülfünu’ndaki Türk edebiyatı profesörlüğünden istifa etmesinin ardından, bu görevi üstlendi. Böylece 23 yaşında Darülfünunda Türk edebiyatı müderrisliğine tayin oldu ve 1941’e kadar hocalık görevine devam etti.
Köprülü’nün genç yaşında diploması olmadan profesör olması etrafındaki ilim ve fikir çevrelerinde de birçok çalkantılara sebebiyet verdi. Köprülü, 1924’de Maarif Vekaleti (Milli Eğitim Bakanlığı) Müsteşarlığında görev yaptı. 1936’da Dil, Tarih ve Coğrafya Fakültesi Profesörlüğü’ne, 1937’de Siyasal Bilgiler Okulu Türkiye Siyasi ve İdari Tarihi Profesörlüğü’ne tayin edildi.
Birçok derneğe de üye olan Köprülü, Türk Derneği, Asar-ı İslamiye ve Milliye Tedkik Encümeni, Türk Ocakları, Türk Yurdu ve Milli Tetebbular Mecmuası, Türk Bilgi Derneği ve Türkiyat Enstitüsünün kuruluşunda yer aldı.
Çalışmaları
Fuad Köprülü, 42 yılda, 210 eser ve araştırmayla binin üzerinde makale yayınladı.
“Bilgi” dergisinde 1913’te yayınlanan “Türk Edebiyatında Usul” adlı makale, edebiyat ve tarih alanında yapılmış ilk ciddi metodolojik çalışma olarak görüldü.
İlim adamı Köprülü, 1914’te kurulan Türk Bilgi Derneğinin genel sekreterliği görevini aldı, 1915’te ise Ali Emiri Efendi başkanlığında kurulan Asar-ı İslamiye ve Milliye Tedkik Encümeninde genel sekreterlik görevi yaptı. Köprülü ve Ziya Gökalp, Milli Tetebbular Mecmuası’nda Türk kimliğine ve kültürüne yoğunluk verip çeşitli çalışmalar yayımladı.
Mehmet Fuad Köprülü, Türk din ve edebiyatıyla da ilgilendi ve 1919’da yayınlanan “Türk Edebiyatında İlk Mutasavvıflar”da tasavvuf edebiyatını ve milli ruhu resmetmeye çalıştı.
Köprülü’nün tek nüsha halinde 1921’de yayınlanan “Türk Edebiyatı Tarihi” eseri ilk kez ilmi ve metotlu olarak edebiyatın tarihini ortaya koydu. Eser, Osmanlı edebiyatı sınırlarıyla kalmayıp, Türk tarihi ve kültürüyle ilgilenenlerin başvurduğuı ana kaynaklardan oldu.
Fahri doktora ünvanı aldı
Birçok uluslararası kongreye katılan ve Osmanlı’nın kuruluşu üzerine konferanslar veren Köprülü’ye 1927’de Heidelberg Üniversitesi, 1937’de ise Atina Üniversitesinden fahri doktora ünvanı verildi.
Sorbonne Üniversitesinin doktora payesi verdiği Köprülü, 1939’da Macar İlimler Akademisine üye oldu.
Fuad Köprülü, 1947’de Amerika Şark Cemiyeti’nin şeref üyeliğine seçildi. Harvard Üniversitesi tarafından konferans vermek üzere ABD’ye davet edildi.
Columbia ve Harvard Üniversitesinin Yakın ve Orta Diller Enstitüsünde 1958-1959’da konferanslar veren edebiyatçı, aynı tarihlerde Amerikan Tarih Cemiyeti’nin şeref üyeliğine de seçildi. Köprülü, 1933’te “Ordinaryüs Profesör” ünvanına değer görüldü.
Kars milletvekiliyken Cumhuriyet Halk Partisinden ayrılarak 3 arkadaşı ile Demokrat Partiyi kuran Köprülü, 22 Mayıs 1950’den 14 Mayıs 1954’e kadar İstanbul milletvekili olarak, dışişleri bakanlığı yaptı. Seçimin yenilenmesi ile 17 Mayıs 1954’te ikinci defa dışişleri bakanı oldu ve 15 Nisan 1955’te Bakanlıktan çekildi.
Devlet başkanlığı vekilliği ile başbakan yardımcılığı görevlerinde de bulunan Fuad Köprülü, 28 Haziran 1966’da vefat etti.
Köprülü’nün eserlerinden bazıları şunlardır:
“Hayatı Fikriye”, “Türk Edebiyatında Usul”, “Yeni Osmanlı Tarihi Edebiyatı”, “Türk Edebiyatında İlk Mutasavvıflar”, “Türkiye Tarihi/Türkiye Tarihi ve Bugünkü Edebiyat Eserleri”, “Bugünkü Edebiyat”, “Türk Edebiyat Tarihi”, “Milli Edebiyat Cereyanının İlk Mübeşşirleri ve Divan-ı Türki”, “Türk Saz Şairleri Antolojisi”, “İslam Medeniyeti Tarihi”, “Anadolu Selçukluları Tarihinin Yerli Kaynakları”, “Osmanlı İmparatorluğunun Etnik Menşei Meseleleri”, “Edebiyat Araştırmaları”, “İslam ve Türk Hukuk Tarihi Araştırmaları ve Vakıf Müessesesi”