HATAY HATAY ….
Türkiye Cumhuriyeti haritasında doğu Akdeniz’de sınırı olan tek ilimiz Hatay’dır.
Hatay, 1516 yılında Osmanlı sınırlarına katılmış olup, I. Cihan harbinde elimizden çıkıp, Fransız yönetimine girmiştir.
1935 yılında Fransızlar Hatay’ı Suriye’ye devreder.
Bunun üzerine Türkiye, üyesi olduğu Birleşmiş Milletler Cemiyetine başvurup, Kurtuluş yılları döneminde 20 Ekim 1921 tarihinde Ankara Hükümeti ile Fransız devleti arasında imzalanan Ankara Antlaşması gereği, Hatay bölgesinin bağımsız olması gerektiğini savunur ve Hatay 02 Eylül 1938 günü bağımsız bir devlet olarak kabul edilir.
Yeni Hatay devletinin Cumhurbaşkanlığı’na Tayfun Ata Sökmen seçilir. Cumhurbaşkanı Tayfun Ata Sökmen, Hatay’ın ilk ve son Cumhurbaşkanıdır.
Mustafa Kemal Atatürk ‘ün “şahsi meselem ve namusumdur” dediği Hatay’ı anavatan topraklarına katmak için, Birleşmiş Milletler Cemiyeti nezdinde yoğun bir lobi çalışması yürütür.
Bu yoğun lobi çalışmaları sonunda Cumhurbaşkanı Tayfur Ata Sökmen’in önderliğinde Hatay devleti hükümet meclisi Atatürk’ün ölümünden sonra, 28 Haziran 1939 günü Türkiye Cumhuriyeti’ne ilhak etmeyi oy birliği ile kabul eder.
Bunun üzerine Fransız askerleri 23 Temmuz 1939 günü Hatay bölgesini terk eder ve güzel yurt köşesi, Atatürk’ün “şahsi meselemdir” dediği Hatay Türkiye Cumhuriyeti sınırları içine katılır.
Hatay, 6 Şubat 2023 günlü Maraş depreminin etkilediği 10 ilimizin, son 3 gün önce de yüksek artçı tekrarları ile en çok etkilenen il ve bölgemiz olmuştur.
Tekrar ve tekrar hepimizin, Türkiye’mize geçmiş ve başımız sağ olsun.
Hatay 5 bin 800 km2 alana, yaklaşık 1 milyon 900 bin nüfusa sahip bir ilimizdir.
Hatay, deprem öncesi ülke ekonomisindeki üretim payı %5 olmuştur.
İnanıyorum, ulus olarak Hatay dahil depremden ağır hasarlar gören illerimizin yaralarını hep birlikte ve ellerimizi taşın altına koyarak saracağız.
Bu haftaki yazımda konuyu ve yazımın başlığını neden Hatay olarak seçtim!
Hatay, en fazla Suriyeli göçmen almış ve demogratif yapısı kırılgan duruma ulaşmış bir ilimizdir.
Hatay valisinin basından da okuduğumuz “Hatay’da doğan her 4 bebekten 3’ü Suriyelidir” açıklamasına her ne kadar İçişleri Bakanlığı itiraz etti ise de; bu açıklama büyük bir yaraya parmak basmamızı gerektiriyor,
Hatay’ın Antakya dışında bulunan 13 ilçelerinden biri olup 98 bin yerli nüfuslu Samandağı’nda Google’dan ulaştığımız bilgiye göre, 129 bin Suriyeli yaşamaktadır. Yani Suriye kökenlilerin Samandağı’nda yerli halkın nüfus sayısını aştığını da görüyoruz.
Ben Hatay’ı Refik Halid Karay’ın üstün betimlemeleri ile süslü olup okuduğum Çete romanında, Amanos dağlarından Hatay’ı, İskenderun körfezini ve Amik ovasını seyretmiştim.
Çete romanının kahramanı, işgalci Fransızlara karşı 16 yiğit adamdan oluşan Çete’si ile mücadele veren Fransızca öğretmeni Kıran bey (Nezih Suat) kahramanım olmuştu.
Dünyanın ve bir mağara içinde olup ilk kilisesi ile Romalılar’dan kalma mozaik müzesini görmek için, 2000’li yılların başında düzenlediğim bir kültür gezi programımıza, özellikle Antakya’yı da ilave edip ve
öğretmen arkadaşlarım dışında kentimizin üst düzey bürokratlarının da katıldığı gezimizde bir gece konaklayıp, dünyanın önemli kültür merkezlerinden biri olan kadim kent Antakya ve Hatay bölgesini görüp tanıma şansına ulaşmıştım.
Şimdi de, 20 yıl gerilere gidip, Büyük Ortadoğu Projesi’ne (BOP) değinmek ve bu POB’un 21 müslüman ülkenin sınırlarını değiştirme amacı ile oluşturulduğunu, dönemin ABD Dışişleri Bakanı Cornelia Reiz’ın açıklamalarından da biliyoruz.
Bu sınırları değiştirilmesi istenen 21 ülkenin arasında Türkiye’mizin de bulunduğunu, bazı pervasız ABD subaylarının Türkiye’yi parçalayan haritalarından da BOP’un hakkımızda ne derece tehlikeli ve gizli planlar yapmakta olduğunu da öğrenmiş olduk.
Peki; bu BOP ‘un Eş Başkanlarından birinin de dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’ın da
olduğunu, Erdoğan’ın defalarca yaptığı açıklamalarından biliyoruz.
Bugün benim de bulunduğu yerden dolayı içime sindiremediğim Dr. Doğu Perinçek’in, BOP’un ülkemiz Türkiye’nin de sınırlarını değiştirmeyi amaçladığı konusunda yaptığı uyarılardan sonra, Erdoğan 7 defa BOP’un Eş Başkanı olduğunu söyledikten sonra, bir daha BOP kelimesinin adını ağzına almamadığı, oldukça olumlu olmuştur.
Şu durumda, BOP için Türkiye’nin yumuşak karnının Hatay olduğunun bilincindeyiz.
Hatay depremden sonra her deprem bölgesi gibi yoğun göç veren bir ilimiz olmuştur.
Basından okuduklarımız doğru ise; Hatay’daki göçmenlerin Hatay sınırlarını terk etmesi yasak imiş.
Bu çok tehlikeli bir gelişmeye yol açabilecek bir karardır.
Yerli halkımızın Hatay’ı terk etmesi ve Suriyeli göçmenlerin Hatay bölgesini terk etmelerinin yasak olması, BOP ‘un Türkiye üzerinden hedefine ulaşmak istediği bir duruma dönüşebilir mi?
Şu durumda, depremden en fazla zarar görmüş olmasından dolayı, yerli halkımızın bölgeden göçünün durdurulması için, Hatay bölgemiz ve ilimizin yaralarının sarılmasına büyük özen ve önem gösterilmelidir,
Remzi Uysal
Lübeck, 23 Şubat 2023