DOLAR 38,4271 % 0.22
EURO 43,6782 % -0.22
STERLIN 51,2017 % -0.12
FRANG 46,2177 % -0.33
ALTIN 4.086,28 % -1,05
BITCOIN 93.755,62 1.351

UTEF’e duygulu bir bakış… Yazar Semra Erkal

Yayınlanma Tarihi : Google News
UTEF’e duygulu bir bakış… Yazar Semra Erkal
0

UTEF’e duygulu bir bakış… Yazar Semra Erkal

UTEF (Uluslararası Tüm Engelliler Yaşlılar Kimsesizler Federasyonu) Genel Başkanı ve Leman Gebizli Tüm Engelli, Yaşlı ve Kimsesizlere Umut Işığı Derneği Kurucu Başkanı Güldane Kaya Kaçar Hanım’ı makamında ziyaret ettim. Güldane Hanım’ın anlattıkları öyle içten ve etkileyiciydi ki sizlerle de paylaşmak istedim.

UTEF’in kurucu başkanı, rahmetli Mutlu Mete Kaçar Beyefendi’ydi. UTEF’i 22 Şubat 2010 tarihinde kurmuş ve 22 Şubat 2022 kuruluş tarihiyle aynı günde, kalbine yenik düşerek sevenlerini yasa boğmuştur. Güldane Hanım, onun yolunda iyilik yapmaktan geri kalmaz, vazgeçmez ve hayatını buna adar. Çevresi, dostları ve sevenleri bırakmasını, tek başına bu üzüntüyle yapamayacağını söylediği halde; o dönem başkan yardımcılığı yaparken, eşinin vefatından sonra başkan olarak bu gönüllü hizmete eşine saygısından ve sevgisinden kaynaklı olarak devam eder. Bu federasyonu sadece yürütmek değil; bayrağı en yüksek yere çıkarmak ister. Elinden geldiğince de bunu fazlasıyla yapmaya çalışıyor ve başarıyla da yapıyor.

‘Tek kişilik ordu’ lakabını sonuna kadar hak eden Güldane Hanım; UTEF genel başkanı olarak, alan elle veren eli buluşturarak, Ramazan kolileri dağıtarak, ihtiyaç sahiplerine tekerlekli sandalyelerini ulaştırarak ve yüzlerce öğrenciye burs bağlanmasını sağlayarak ve engelli bireyleri sanat ve müzikle de buluşturarak pek çok kişinin hayatına etkili şekilde dokunuyor.

UTEF’in Almanya’da 6 temsilciliği, Fransa’da 2 temsilciliği, Kıbrıs, İngiltere, Azerbaycan, Hollanda ve Avustralya’da temsilcilikleri bulunmaktadır. Türkiye içerisinde 55 ilde ve 120 ilçede temsilcilikleri ve federasyona bağlı 17 adet dernek bulunmaktadır.
Güldane Hanım sayısız yardımları ulaştırırken; sevgi dolu kalplerle de güzel ve unutulmaz bağlar kurar. Bunlardan bazılarını anlatmasını istedim ve her biri çok özel, pek çok anısından bahsetti.

Eczacılık son sınıfta olan ve son derece başarılı bir kız öğrencinin hikayesini dinledim Güldane Hanım’dan. Devlet memuru olan babası maalesef kumar mağduru olmuş ve evde huzur kalmamış. Baba evi terk etmiş ve kızımızın okumak için maddi geliri olmadığı için okulu bırakmak zorunda kalmış. Kız öğrenci UTEF tarafından bursla okuyan pek çok öğrenci gibi burs alarak okuluna devam edebiliyor. Güldane Hanım’a: ‘Sen bana babamın yapmadığını yaptın; bana kol kanat gerdin, benim hayatımı kurtardın.Şu an senin sayende başarıyla okudum ve mezun oluyorum. Sen benim liderimsin. Hayatım boyunca seninle görüşmek ve senin gibi olabilmek istiyorum’ diyor.

Akıllı, son derece sevimli 5 yaşında serebral palsi hastası bir çocukla tanışır ve eşiyle birlikte onu manevi evlatları olarak görürler. İnsanlarla diyaloğu çok iyi olan bu çocuk; bütün etkinliklere katılır ve herkes tarafından çok sevilir. Güldane hanım kendisine çok kıymet verir, dolayısıyla şimdi o da Güldane Hanıma anne der… Artık 17 yaşında çok yakışıklı genç bir delikanlı oldu ve ilişkileri devam ediyor. Annesi çok başarılı aktif bir kadın. Genci çok güzel yetiştiriyor. Yüzme, halter dersleri alıyor ve her türlü etkinliğin içinde hayata katılıyor. Annesi ‘Ben çocuğuma acımayacağım. Çünkü çocuğuma acırsam onun geleceğini mahvederim. Acımayacağım ki o hayatta kalmayı başaracak ve düşe kalka yorulacak ve başarıyı elde edecek.’ Diyor. Gerçekten de şu an çok başarılı, derslerinde de çok başarılı Zeki bir genç olarak hayatına devam ediyor.

Engelli sanat evinde birlikte çalıştığı sanat koro çalışmalarına katılan engelli bir genç kız Güldane Hanım’a inanılmaz şekilde hayrandır. Çünkü koro çalışmaları ve müzikle kendini; Güldane Hanım’la da sevgiyi bulduğunu söylüyor ve onu sık sık arayıp sesini duyarak hep mutlu olmaya çalışıyor.

Müteahhitlik yapan bir beyefendi, şantiyesine teftiş için gidiyor ve 3. kata çıktığında talihsizlik sonucu düşüyor ve engelli kalıyor. Boyun ve belinde kalıcı hasarlar oluşunca, yatalak oluyor. Artık çalışamaz oluyor ve eşi de onunla ilgilenmek zorunda kaldığı için çalışamıyor. Oğullarıyla birlikte aile artık dar bir gelire sahip kalıyor. Güldane Hanım; ihtiyacı olan solunum cihazını teslim etmeye gittiğinde bu hikâyeyi öğreniyor ve çok etkileniyor. Bu da onun anılarında yer edecek olan duygusal anlardan biri olarak kalıyor.
Yani Güldane Hanım sadece ihtiyaçları olan tekerlekli sandalye veya gıda yardımları gibi maddi yardımlarla değil, aynı zamanda sevgiyi de tüm engelli kardeşleriyle paylaşarak onların gönüllerinde ayrı bir yer etmeyi başarabiliyor. Dostluk, ablalık, annelik, kardeşlik yapmayı kendine düstur edinmiş.

Bu güzel görevi tek başına bir ordu olarak yapmak bazen kendisini zorlasa da Güldane Hanım yaptıklarıyla, gördükleriyle, karşılaştığı güzel tepkilerle bu işi yapmaktan keyif alıyor ve yapmaya devam edeceğini söylüyor. Gerçekten de ihtiyacı olan bir eli tutmanın küçük veya büyük herhangi bir ihtiyacını karşılayarak onun hayatında bir güzel yer açabilmenin tartışılmaz kıymetini, hazzını herkesin yaşamasını ister. Bu duygular güzel kalbinden ve sevgili annesi, rahmetli Leman Gebizli Hanım’dan edindiği terbiye ile oluşturduğu karakterinden kaynaklanıyor.
Böylesine hassas ve zor bir görevi yazmak, anlatmak bile bu kadar zorken; büyük bir titizlikle hiç kimseyi kırmadan yapmak ancak Güldane Hanım gibi gücü sınırsız, yüreği kocaman bir insana nasip olabilir. 

 

YORUM YAP