Yanlışlarına Devam Eden Birey Aileyi Bozar
Önce yanlışa ses çıkarılmaz, hoş görülür.
Sonra yapılan yanlışlar alışkanlık halini alır, yanlışlarına devam eden birey aileyi bozar.
Ailenin bozulması toplumu bozar ve nihayetinde yanlış doğrunun yerini alır.
Bozulmanın önüne geçecek olan gelenekçi ahlaka dayalı aile yapısının korunmasını ve yaşatılmasını sağlamaktır. Köke olan bağ ne kadar güçlü olursa, birey toplumun görünen ve görünmeyen yaptırımlarına maruz kalmamak için toplum düzenine, toplum kurallarına uymak zorunda kalacaktır.
Bu da yanlışa ve dolayısıyla suça müsamahanın önüne geçecektir.
Bugün bizim en büyük meselemiz, yenilik adı altında geleneksel Türk aile yapısına, Türk ahlakına ve vicdanına aykırı yapılan her şeyi ses çıkarmadan seyrediyor olmamızdır.
Oysa bir toplumu millet yapan en önemli şey, geleneklere dayalı ahlak ve vicdan yapısıdır.
Buna ister kültür deyin, ister gelenek, görenek, anane ya da töre fark etmez.
Unutulan ama hakikatte bizi biz yapan değerlerimizin yeniden hatırlanması ve uygulanması gereklidir ve hatta zorunludur.
Çünkü gelinen noktada kendi benliğine yabancı, başka kültürlere özenen, amacı olmayan bir nesil vardır ve bu nesil ne yazık ki milletimizin geleceği için tehlike çanları çalmasına neden olmaktadır.
Bu konuda görev ise doğrudan doğruya anne ve babalara düşmektedir.
Aile düzelirse, toplum düzelir bu yadsınmaz bir gerçektir.