Gerçek yazarlar(yapay zeka harici yazarlar) için sıkça kullanılan bir terim vardır; “en iyi bildiği çevreyi yazar” diye. Bu söz kısmen doğru olsa da istisnai durumları da söz konusu dur. Ben bu gün sizlere yaşadığım çevreden bahsedeceğim. Maalesef yine konu aynı konu anlayan çok yok. Anlamak istemeyenlerde empati yoksunluğu olduğunu düşünüyorum. Tıpta empati yoksunluğu birkaç psikolojik sorunun habercisidir ama ben bunun psikolojik bir sorundan ziyade bir umursamazlık, vurdumduymazlık olduğunu düşünüyorum.
Yaşadığım ilçe ve mahalle bana göre ülkemizin en yaşanabilir yerlerinden birisi. En azından engelli bir birey olarak benim için öyle. Düz ve denize yakın olması çok güzel. Denize giremesem de denizin o sonsuz mavili ilham kaynağı sunan halini izlemek, dinlemek ve koklamak harika. Öte yandan evimden denize ulaşma süreciyse biraz zorlu.
Özetle aracım iyi olsa da yaşadığım yer belediyenin burnunun dibinde olmasına karşın Alman dizaynı bir tekerlekli sandalyeye uygun değil.
Engelli bireyler için basit bir durumu yapamamanın tek bir nedeni olabilir o da vurdum duymazlık. Çünkü ben 20 yıldan fazladır yaşadığım bu yerde çoğu kez dile getirmeme rağmen aynı sorunu yaşıyorsam bunun başka bir açıklaması olamaz.